Bugün bahçedeydik. Güneşli ama soğuk bir gündü. Gider gitmez sobayı yaktık. Ara ara içeri ısınmaya girdik. Sobanın üzerinde demlenen çayın tadı başka güzel oluyor, özlemişiz.
Eşim budama artığı odunların kesimiyle ve yerleştirmesiyle uğraştı. Ben de dün aldığım çiçeklerimi diktim. Ektiğim tohumlardan yeşeren fideleri suladım. Otlarını temizledim. En önemlisi yaseminin yerini değiştirdim. Daha bol güneş alan bir yere geçirdim, bakalım daha erken uyanacak mı?
Hafta içi bahçe çapalanmış, zeytinler budanmıştı. Çiçeği geçen badem ve erik ağaçları yapraklanmış. Başka cins bir erik açmış, yaşlı armut ağacı da açmış. Bu armut geçen yıl da açmış fakat meyve vermemişti. Eşim onu kesmek istemiyor, babamızın hatırası.
Fide olarak aldığım alisyumların beyazı. Moru net çıkmamış, eklemiyorum.
Adını bilmediğim yeni çiçeğim, çok güzel kokusu var.
Kışı sağlam geçirince ortancaların sayısını arttırmaya karar vermiştim. Şimdilik dört kök aldım, çiçekçide o kadar kalmıştı. Haftaya çiçekler seçilmeden, çiçekçiye erken gitmek gerekiyor.
Güller yapraklanmış, bu gülün bu halini çok sevdim.
Tomurcuklu çuha.