07-03-2018, 21:47 | #61 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-03-2017
Şehir: Adapazarı
Mesajlar: 49
|
Merhaba. Sayfanız ve tarlanız hayırlı olsun. Sayfanızı gezerken köstebeklerle ilgili yazınızı okuduktan sonra, facebook'ta dolaşırken gördüğüm bir paylaşımda, Yerelmasının köstebekleri kaçırdığını yazıyordu. Bahçenin çevresine ekiliyormuş. Köstebek yer elmasının yer altındaki kokusunu hiç sevmezmiş ve uzaklaşıyorlarmış. Denersiniz ve inşallah faydasını görürsünüz. Alıntı:
|
|
07-03-2018, 21:59 | #62 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Sn. buzadam. Biz yer elmasını çiğ tüketmeyi severiz. Şu an evde de var. Evdekileri hemen saklayayım bari. Birkaç güne köye gideceğim. Yer elmasını da denerim. Geçen sene de ekmiştim. Bir metre kadar boylanıp kaldılar. Çiçek falan da açmamışlardı. Bakalım bu sene olacak mı? Teşekkürler. Düzenleyen Asoo : 08-03-2018 saat 07:19 Neden: yazı hatası |
07-03-2018, 22:04 | #63 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Teşekkürler Sn. İSAK. Köy kökeni olmayan biri olarak ben yeni yeni idrak ediyorum ki, köylü hemen her şeyini üreten insanoğluna deniyormuş. (En azından eski günlerde.) Olabildiğince üretebilirim inşallah. |
|
09-03-2018, 09:23 | #64 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Bu nedir?
Belle çalışırken birkaç kez bu tip köklerle karşılaştım. Yumak gibi olmuşlar ve toprağın yüzeyine çıkmaya çalışan bir sürgün göremedim. Bilgisi olan var mı? |
09-03-2018, 10:02 | #65 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Fotoğraf 20 Şubatta çekildi. Erken bahar endişelendiriyor. Geçen sene Nisan ortalarında yaşadığımız don yüzünden numunelik erik ve ceviz yoktu. Bakalım ne olacak. Şimdilik özlediğimiz bahar havasıyla teselli buluyorum. Bu da 20 Şubat. Fındık bitkisini ilk defa bu sene gözlemliyorum. Fındık ağaçları için bu mevsimde çiçeklenmek sanırım normal. İnternette okuduklarıma göre fındık çiçekleri dona hassas. Fakat köylüler fındığın dondan etkilenmediğini söylüyor. Sanırım türden türe hassasiyet değişiyor. Çocukluğumda bir dönem bulunduğum Posof'ta yaz mevsimi yaşanmazdı ama fındık vardı. |
09-03-2018, 12:39 | #66 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2010
Şehir: Bolu
Mesajlar: 112
|
Sayın Asoo, köstebekler için yukarıda bahsi geçen yer elması fikrini yabana atmayın derim. Fındık buralarda ocak ayında tozlanmaya başlıyor, normaldir. |
29-03-2018, 17:54 | #67 |
Ağaç Dostu
|
Köstebek bende de sıkıntı. Yeniden ziyaretleri başlamış. Arkadaşımın söylediğine göre başka bir komşuda yer elmalarını da yemişler. Şişe işi bana göre daha doğru gibi geldi. Rüzgar sayesinde şişenin ses vermesi uğultusu rahatsız edebilir. Ters laleleri fazla çoğaltabilsek onların da faydası olur herhalde. Muhtemel çıkardıkları kötü koku köstebeklerin galerilerinde rahatsız olmalarına neden olur. |
29-03-2018, 21:31 | #68 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Şık bir çözümmüş. |
|
29-03-2018, 21:40 | #69 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Sn Muda şişe gömülmesi sanki işe yarıyor gibi. Yaklaşık iki aydır şişe gömdüğüm bölge yakınında yeni tümsek oluşmadı. Ama kesin işe yarıyor demek için erken. Köstebekleri cezbedecek bir şeyler ektikten sonra bir daha gözlemlemek gerek. |
29-03-2018, 21:48 | #70 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Sebze dikim hazırlıkları sırasında karşıma çıkan karahindibaları kökleriyle birlikte toplayarak gölgede kurutmaya başladım. Ne de olsa yaş ilerliyor. Eskisinden daha çok şifa düşünür olduk. Yalnız buraların karahindibaları biraz farklı. İstanbul'dakilere göre daha acı yaprakları var. Ve çiçek sapları oldukça kısa. Şifa bulalım derken şifayı kapmayız inşallah. |
31-03-2018, 23:15 | #71 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Toplayıcılığa doğru.
İki gün önce bağda dolaşırken bir kara tavuk yanımdan uçup elma ağacının arkasındaki çalıların arasına girdi. Ben de merakla o tarafa yönelip kuşu aramaya başladım. Kuşu göremedim ama orada kendiliğinden bitmiş bakla bitkileri gördüm. Otların arasında, farkı noktalarda 7-8 tane gördüm. Şimdi meyve tutup tutmayacaklarını merakla bekliyorum. Geçen sene de ayva ağaçlarının dibinde kendiliğinden bitmiş bir bezelye bulmuştum ve tüm bakım noksanlığına rağmen çok sağlıklı ve dolu dolu taneliydi. Etraftaki tarlaların en az 15 senedir bostan olarak kullanılmadığını biliyorum. Eğer bu bezelye ve bakla bitkileri otların arasında bunca yıl hayatta kalabilmişlerse, bu uyum beni bu bitkilerin tarımını yapmaktan, toplayıcılığını yapmaya inkılab ettirebilir. Gözlemeye devam edelim bakalım. |
02-04-2018, 07:56 | #72 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 795
|
Nasipse gelirmiş Çin'den Yemen'den, Nasip değilse;senin olsa bile kayar gidermiş elinden... Mevlana |
07-04-2018, 12:06 | #73 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Toz fırtınasında.
. Geçen hafta oğlumu okuluna bıraktıktan sonra çadıra döndüm. Niyetim üstümü değiştirip, bahçede çalışmaktı. Hazırlıklarımı yapıp dışarı çıktığım. Şiddetlenen rüzgara rağmen bahçede bir şeyler de yaptım ama yapacaklarımın pek verimli olmayacağına kanaat getirip, çadıra döndüm. Boş durmamak için kovanlara çıta hazırlamaya, tel germeye başladım. Ben tel gerdikçe fırtına şiddetini arttırdı, arttırdı. İyice gerilmiştim. Adeta bir korku filmine dönüşmüştü günüm. Dışarı çıkınca havanın kahverengileştiğini gördüm ve endişem iyice arttı. Arabayı çadırdan ve ağaçlardan uzak bir yere çektim. Yeniden çadıra gidip, yatağa yattım, battaniyeyi de üstüme çektim. Niyetim; çadır uçarsa, etrafa savrulacak şeylerin bana zarar vermesini önlemekti. Birkaç dakika sonra sıkıldım, ayrıca çadırın dışının daha emniyetli olduğunu düşündüm ve dışarı çıktım. Dışarıda boş boş bekliyordum. Üstelik incecik toz her yerime adeta nüfuz etti. Soğuk rüzgar her saniye daha bir üşüttü bedenimi. On saniye sonra da kesilebilirdi bu rüzgar, on saat sonra da. Teslim olmuştum. Rüzgar denizdeki dalgalar gibiydi. Bir vuruyor, savuruyor sonra birkaç saniye kesiliyor, adeta dinlenerek bir daha geliyordu. Yukarıda köyün kavakları bir rükuda, bir secdede iken Hayalbağ süt liman oluyor sonra sıra bana gelince köy huzur buluyordu. Bu dalgaların ne boyu sabitti, ne de genliği. Sadece bir süredir yuva edindiğim çadırıma yaptığı hücumlardı kesin olan. Sanırım yarım saat böyle dışarıda bekledikten sonra çadırın kuzey cephesinde, ön tarafa yakın kısımda branda gömülü olduğu topraktan fırlayıp uçuşmaya başladı. Bu açıklıktan giren rüzgar çadırı balon gibi şişirdi ve açılma yavaş yavaş büyümeye başladı. O anda benim gerilim filmi, bir macera filmine döndü. Hızla atılarak brandayı içeriye rüzgar girmeyecek şekilde tutmaya çalıştım. Topraktan sökülen brandanın bir bölümünü üstüne yatarak ağırlığımla , diğer bölümünü de kas gücümle zaptetmeye çalıştım. İlk dalgayı böyle savuşturdum. Lakin saniyeler içinde çok yorulmuştum. Rüzgar fazlaca düşünme ve dinlenme fırsatı vermeden bir hücum daha yaptı, bu hücumda çadırın kenarını benimle beraber birkaç kere kaldırsa da hemen pozisyon değiştirerek tehlikeyi savuşturdum. Sonra sıra köye gelmiş olmalı ki, beni rahat bırakıp köye saldırmaya başlamıştı rüzgar. Bu zamanı değerlendirmek için ne bulduysam brandanın üzerine ağırlık olarak koymaya başladım. arada köyü bırakıp bana saldırınca taşların, kütüklerin üzerine oturup bekledim. Sakinlediğinde devam ettim. Boş piknik tüpünden bile medet umuyordum. Bu arada arazide taş olmamasına sevindiğim aklıma gelerek kendime kızdım. Allah'tan birkaç çuval torf, yapacağımız çardağın zemini için uzaklardan getirdiğimiz taşlar, odun parçaları, kütükler vs. etrafta ağırlık yapacak bir şeyler vardı. Bunları doldurup çadırın ipini de gerdim. Bu işleri o kadar hızlı ve zorlanarak yapmıştım ki, giysimin yakasından, kol ağızlarından adeta ateş fışkırıyordu. Tüm enerjim de bittiğinden çadıra girip kendime bir kahve yaptım, yatağa yatıp, rüzgarın tamamen dinmesini beklemeye başladım. Bir yandan da İstanbul'daki ailemle mesajlaşıyordum. "Hava biraz rüzgarlı. Çalışmıyorum. Çadırda kahve keyfi yapıyorum..." . |
07-04-2018, 16:29 | #74 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Rüzgar yavaşladıkça rahatladım. Biraz dinlenip hafta sonunu geçirmek için İstanbul’a gittim. Pazartesi dönüşte çadırın etrafını yeniden kazıp eteklerini gömdüm. Birkaç el arabası toprak ilave olarak getirdim. İçim rahat etmedi birkaç nesne ile ağırlığı fazlalaştırdım. Yarım günümü bu işe harcamış oldum. Umarım seraya dönüşene kadar çadırımı uçmaktan korumuşumdur. |
09-04-2018, 09:13 | #75 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2017
Şehir: İstanbul - Balıkesir/Ayvalık
Mesajlar: 182
|
Sayın Asoo Çok büyük geçmiş olsun. Bir zaiyat vermeden atlatmanıza çok mutlu oldum. İnşallah bundan sonra böyle bir durumla karşılaşmazsınız. |
09-04-2018, 20:54 | #76 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Teşekkürler Sayın Blick. Sonradan öğrendim ki, civarda uçan çatılar da olmuş. Umarım tekrarı olmaz. Bugün de Göynük'te dolu vardı. Nohut büyüklüğünde yağdı. Kent merkezinde olduğundan sanırım tarım alanlarını etkilemedi. En azından bizim köyde bir hasar yok. |
09-04-2018, 21:29 | #77 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-03-2017
Şehir: Adapazarı
Mesajlar: 49
|
Geçmiş olsun. |
11-04-2018, 11:06 | #78 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Sn Buzadam teşekkür ederim. Ben bu hengamede ciddi zarara uğrayabilecekken ( çadırın uçması, eşyaların rezil olması veya arabanın bir ağacın altında kalması vs.), fırtına sonrası incecik bezelyelerin, narin baklaların hiç etkilenmemesi ne kadar ilginç. Yolun altında birkaç ağaç devrilmişti. Gidip onları inceledim. Birinin içi bomboştu, diğerinin kökü çürümüştü. Fırtına görevini yapıp gitmiş meğer, benim haberim yokmuş. |
14-04-2018, 17:26 | #80 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Alıntı:
Ben de bir tane aldım fakat hiç etkisi olmadı. Hemen yakınında malum tümseklerden açıverdiler. Sizin kullandığınızın marka ve model bilgileri varsa paylaşabilir misiniz? |
|
14-04-2018, 18:38 | #81 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Nihayet ev yapımı ile ilgili kağıt üzerinde olmayan bir şeyler yapabildik. Evin yapılacağı yer düzeltildi. Bahçe girişindeki sulu bölgede yol yapabilmek için drenaj kanalı açıldı. Suyu tahliye için, içine delikli boru konularak kırma taşla örtüldü. Bu şekilde zemin suyu araziden uzaklaştırılacak. Bu arada kazı sırasında denk geldiğimiz bir kaynaktan çıkan su içinde bir boru koyduk. Eğer su uzun süre akarsa, Hayalbağ'ın girişine bir köy çeşmesi yapacağım. Su yol boyunca uzaklaşsın diye bir kanal açıldı. Ve zemin sudan arınıp kamyon girebilecek hale gelsin diye beklemeye başlandı. Hadi bakalım rastgele! |
15-04-2018, 10:38 | #82 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Ne zaman toprakla uğraşsam karşıma bu canlı çıkıyor. Tanıyan bilen var mı? Yararlı mıdır, zararlı mıdır acaba? |
15-04-2018, 11:19 | #83 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,965
|
Çürüntülerin içinden mi çıkıyor, normal topraktan mı çıkıyor? |
15-04-2018, 11:38 | #84 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Topraktan çıkıyor. |
15-04-2018, 12:53 | #85 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,965
|
Organik çürüntülerden değil de topraktan çıktıysa zararlı olması kuvvetle muhtemel. |
15-04-2018, 13:27 | #86 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Sayın Meyvelitepe "Organik çürüntülerden değil de topraktan çıktıysa zararlı olması kuvvetle muhtemel."dediniz. Bunu bir genelleme olarak kabul edebiliriz sanırım. Bir de şimdi aklıma geldi: En çok bu kurtçuk karşıma çıksa da, buna benzer farklı canlıları kavanoz gibi bir şeyde muhafaza ederek sonradan dönüşecekleri hâli gözlemleyebilirim. Fırsatım olursa bir deneyeceğim. |
15-04-2018, 13:39 | #87 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
15-04-2018, 17:31 | #88 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,965
|
Alıntı:
|
|
15-04-2018, 19:15 | #89 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
|
Alıntı:
Çocukluğumda hayvan gübresinin içinden çıkardı. Bu yıl 20 dekar nohut ekimi yaptım. Yöre halkı mutlaka ot ilacı atmamı önerdi. Manas kurdunun ot ilacından etkilenip öldüğünden bahsettiler. İlaç atmazsan ürün alamayacağımı Manas kurdunun ürünün köklerini yiyerek hasar vereceğinden dem vurdular. Demek istediğim zararlı olduğunu vurgulamak isterim... |
|
16-04-2018, 09:13 | #90 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
|
Meyvelitepe, SDurul, Kozanlı teşekkür ederim. İsmini öğrenince biraz araştırdım. Bir metrekarede üç adet ve fazlası için ilaçlı mücadele öneriliyormuş. Ben bellediğim yaklaşık 150 m2 yerde, hatırladığım kadarıyla 10-12 tane görmüşümdür. Onların da yarısı belleme sırasında ölmüştür. Gerçi sayıları çok da olsa zirai ilaç kullanmazdım. Zaten bir sürü ortak var. Bu da oluversin. Ama görürsem ekmeğimi korurum. |
|
|