![]() |
Sn.acemi_caylak, #342 nolu mesajı okumadınız herhalde. Bakın orada bilmem kaçıncı kez, nasıl oluyor da bir litresi 580 gr gelen malı, biriniz 290 gr diğeriniz 315 gr deklare ettiniz diye soruluyor. Sönecek bir şey varsa zaten orada sönmedi mi? Müşterilerinizi ürün hakkında yalan beyan ile aldatmış olmadınız mı? İkide mum filan da demeyin, biliyorsunuz biraz tehlikeli bir laf.
Satıcı olarak müşteriden rakip(!) ürünün analiz değerlerini istiyorsunuz. Sanki öyle bir şeye hakkınız varmış gibi. Müşteri mi size para ödüyor, siz mi müşteriye? Müşteri mi bir şey satıyor, siz mi? Bir tüketici olarak aldığım şeyleri sorgularım. Ya arkasında tatmin edici bir literatür vardır, yoksa soru sorarım, soru sorduğum kişilerin hangi ülkede olduğu da önemli değil. Maalesef yerli ürün değilse genelde doğru düzgün cevap gelir. Dolayısıyla diğer ürünler ile ilgili soru sordum ve yanıtını aldım. Öte yandan, müşterisi olduğum ürününüz ile ilgili sorduğum sorulara ya yalan beyan aldım ya da hiç cevap alamadım. Şimdi, yavuz hırsız misali müşteriye (bana) rakiplerinizin belgesini soruyorsunuz. Şimdi benim yerime olsaydınız, bir satıcı da aynı sizin gibi davransaydı tekrarlamaktan bıktığınız soruları büyük harflerle ve kırmızıyla yazardınız değil mi? Bakın bir de #345 nolu mesajda bir ustalığınız ile ilgili bir iddiam var. İnsanların Bir Uzak Bahçeler Sitesi diye gördüğü sitenizde şirketinizle özdeşleşmiş bir yazıda, şimdi tü kaka dediğiniz USDA ARS bilim adamlarına, hiç söylemedikleri bir şey söyleterek manipülasyon yapmışsınız. Elbette, bu benim iddiam, tersini gösterir ve ARS uzmanlarının %50 si 2 mikrondan küçük olması yeterlidir gibi bir lafı nerede söylediklerini sizden merakla bekliyoruz. |
Alıntı:
Siz de, yazmamışsınız ama ürünleri tartarak yaptınız galiba. O bardaklar 150 gr civarında su alır. Bu durumda her üründen 4,5 gr koymuş olmalısınız, doğru mu? Bunun sonunda bardakların dibinde eşit miktarlarda çökelti görünüyor. Böylece hacim farkı, yani bir litre malzemenin ağırlığı önemli olmaksızın aynı gramaj aynı miktarda malzemedir diyerek benim iddiamı sizce çürütmüş oluyorsunuz. Bunun da sonucunda, ürününüzü aslında göründüğünden de iki misli daha pahalı satmıyor olduğunuzu ispatlamış oluyorsunuz, değil mi? Yahu bu testi herkes yapabilir. Elinde hem sunguard hem sunshader olan kimse yok mu? 150ml su koyduğumuz bardaklara, hadi fark varsa iyi görünsün diye 15'er gram malzeme koyalım, iyice karıştırıp bırakalım. 1 saat sonra ve 2 saat sonra ne görüyoruz bakalım. Kendi adıma para verip aldığım için marka da belirtmekte bir mahzur görmem. Üstünde maliye damgası mal cinsi, fiyat ve tutar olan kağıt bana bu hakkı verir. Bir de, elinde sunshader olanlar, ölçekli bir kabın önce darasını alalım, sonra hava boşluğu kalmadan 1 litre sunshader dolduralım ve tartalım, ne ölçeceğiz? 315 gr mı, 580 gr mı? |
Alıntı:
|
Arkadaşlar konu kaolin olunca elbette bir kullanıcısı, doğal yetiştiricilikteki önemini ve yaygınlaşmasını teşfik eden bir üretici olarak başından beri yazışmaları ilgiyle izliyorum.
Aliağa da ki arkadaşlarla konu belli bir yere gelene kadar da katılmama, izleme kararı almıştık. Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki sun shader bir vasileyle bir araya geldiğimizde üretiminin ülkemizde de uygun fiyatlara yapılıp yapılamayacağını konuşurken ‘’ Ensar bey bunu yaparsan sen yaparsın dediğimiz, birazda üretimi konusunda kendisini teşvik ettiğimiz, İlk ürünü ağaçlarımızda kontrollü olarak deneyelim sonrasında görünen, tavsiye edilen eksikliklerini zaman içinde tamamlarız dediğimiz bir ürün. Ticari boyut kazanmadan önce çıkan ilk ürünün üzerinde bir dizi çalışma yaptıklarını da biliyorum. Bundan sonraki detayları elbetteki kendilerindedir. En kaliteli kaolinin en uygun fiyata temin edilmesi , bu konuda üretici firmaların sayısının artması ve rekabet ortamı, aynı zamanda gelişmeyide sağlayıp, tarımın lehine olacağını düşünüyorum. Bir diğer konu, Ensar beyin benden teyit etmemi istediği ; kendisinin yaklaşık iki ay önce bir konuşmamızda 500. Mesajından sonra artık forumda yazmıyacağını belirtmesiydi. Bu konunun önemi ve sebebi elbetteki kendisindedir. Ürünün site yararına ücretsiz dağıtımının yapılmasının teklif edilmesini ise iyi niyetli, talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. Asıl konulara gelecek olursak; doğal/organik yetiştiricilikte kullanabileceğimiz bir çok gübre olmasına rağmen iş zararlılarla mücadeleye geldiğinde Kaolin (insect repellent-kaçırıcı) olarak açık ara öne çıkıyor. En azında şu an için fazla da bilinen bir alternatifi bulunmuyor. Güneş yanıklığına karşı önceden beri bilinen kullanımını bir kenara bırakacak olursak zararlılara karşı kullanımı hızla artmakta, gelecekte ulaşacağı pazar payının ise bir çoğumuzun tahmin bile edemiyeceği boyutlara ulaşacağını umuyorum. Bu pazar payı içinde bir çok uygunsuz ürünlerinde ortaya çıkacağı bir aşikar. Bu noktada sn Meyvelitepenin kaygılarına tamamen katılıyorum. Sorgulanan herhangi bir Konuda önce o firma açıklasından ziyade bak önce ben açıkladım denmesi çok daha önemli. Önem verdiğim bir diğer husus, bir vesileyle kaolini kullanmak isteyen, dolayısıyla da doğal üretime başlayacak olan üreticiye hayal kırıklığı yaşatmadan bu şansın çok iyi değerlendirilip, yola doğru evsaflı, standardı yakalamış ürünlerle devam edilmesi ve kullanıcının ürün seçiminde bilinçlendirilmesidir. Kaolinin kullanımın gündemde olduğu şu günlerde şu an için onun üzerinde olduğu söylenen ve gelecekte ortaya çıkacak ürünlerin gerçek anlamda sorgulanması için önceki mesajlarda belirtilen, olması gereken özelliklerin tek tek incelenmesi oldukça önemli. Rafinasyon ve kalsinasyon işlemini, neticesinde ortaya çıkan özelliklerin iyi bilinip, şüphe varsa tartışılması gerekir. |
http://www.agaclar.net/forum/attachm...4&d=1309646163
Resim hemen uygulama sonrasını gösteriyordu. Sorumuz bu yapraktaki uygulamada ne kullanıldı? Başlığın bir çok üye tarafından takip edildiğini biliyorum. Fakat hiç cevap gelmedi. Evet, kabul edelim ki soru da kolay değildi. Uygulama sonrası resimler, iyi bir partikül film kaplamasında ölçü olabilir mi? Bu resimlere bakararak neyi anlayıp nasıl yorumlayabiliriz? Oysa film kaplamaları için söylenebilir tek şey, doğru ürünü, doğru dozajda, doğru ve ölçekli bir yayıcı yapıştırıcı ile sis gibi uygula. Uygulama sonucu iyi bir film oluşup oluşmadığı en erken 3-4 gün sonra belli olur. O zaman da ağaçlardaki beyazlık değil, yapraklardaki durum önemlidir. Yakından kontrol edilmelidir. Zira iyi bir filmin kalınlığı 2-3 mikron seviyesindedir ve öyle çok fazla belirgin bir renk vermez. Filmin homojen olması ve sürekliliği önemlidir. Görüldüğü gibi 6 farklı malzeme, aynı tarzda ve benzer dozlarda uygulandığında pek bir fark yok. Olması da beklenmez zaten. Sizleri bilmem, kaplama şekli bakımından en güzeli bir numaralı yapraktı. Bir numaralı yaprakta uygulanan malzeme mısır nişastasıdır. 3 numaralı yaprakda çok güzel bir dağılım gördüğümü söylemiştim. Aynı soruyu üç nolu yaprak için tekrarlayayım. O yaprakta sizce hangi malzeme kullanılmıştır? |
Sn.Zeytinlibahçe, yerinde mesajınız için teşekkür ederim. Aşağıdaki paragrafınız işin özünü belirtiyor.
Alıntı:
|
Pirinç unu mu :)
|
Alıntı:
|
Bir çok üye gibi ben de tüm yazılanları dikkatle izliyorum, okuyorum, ve değerlendiriyorum. Çok yadırgadığım şeyler de olmasına rağmen izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyorum. Ve de tüm değerlendirmelerimi yadırgaladıklarımla birlikte paylaşacağım.
Ancak bu kadar detaylı incelenen bir konu ile ilgili Pişik pudrası, pirinç unu gibi basit değerlendirmeler yapılması bu kadar değersizleştirilmesi hiç ama hiç uygun değil. Hatta teorik ve pratik tüm emek verenlere karşı en uygun tabirle UYGUNSUZ buluyorum. Agaclar.net teyiz arkadaşlar, basit bir gündelik forumda değiliz. Lütfen |
Sn.Soilless, haklısınız. Fakat gelinen durum itibarıyla çok da uygunsuz değil. İlk uygulama örneğinde mısır nişastası gibi saçma bir şey kullanmışken diğerleri kimbilir nedir :)
Buradan çıkarılacak şey şu olmalı. Rengi beyaz, inceliğini duyumsayamayacağımız kadar küçük parçacıklara sahip neyi yapraklara atarsanız böyle görüntüler elde edilebilir. Bu hiç bir şey ifade etmez. Mısır nişastası dışında, bazı diğer örneklerde de hayli saçma malzemeler var. Oysa parçacık film teknolojisi, belli optik özelliklerde, belli parçacık büyüklüğünde standartları net olarak belirlenmiş inert kaolinin bitkiler üzerinde yine belli özelliklerde film oluşturulması prensibine dayanır. Bu konuda yararlanıp örnek alacağımız, doğrudan ihtiyaçlarımız ile karşılaştırabileceğimiz, yeterince güvenilir ve raporlanmış çok fazla olay var. Onların detaylarına girerek karşılaştığımız problemlerin çözümlerini aramalıyız ki, 13 sayfalık başlıkta çok nadir var bunlar. Oysa, işin standartlanını hiçe sayıp ticari ve "show business" temelli şeylere odaklanırsak bunların hepsini kaçırırız. Bunu anlatmanın bir yolu olarak belki biraz absürd ama etkili olduğunu kabul etmek gerekir. Elbette, Parçacık Film Teknolojisi dışında başka teknikler ve bunlarla ilgili başka malzemeler de var. Bunlar da zaman içinde ve elde edilebilirlikleri çerçevesinde denenip uygun başlıklarda paylaşılmalıdır. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Var mı yok mu? |
Alıntı:
Bu mesaja kadar kaolinin yaprak üzerindeki kaplamasından kalitesi belli olur sanıyordum ama bunu da çürüteceksiniz anlaşılan ???? |
Sn. Denizakvaryumu, kanserojenle bu kadar ilgiliyseniz, diğerlerine neden bu testleri sormuyorsunuz? Üstelik birilerinin önerdiği zeolit (klinoptilolit) kaolinden daha fazla kanserojen etkili silisyum dioksit içerir.
|
Alıntı:
Sorum burda tartışılan tüm ürünler için geçerlidir :) |
Hayret nişasta pompayı tıkamamış:) Çünkü kıvamlı bir maddedir. Suda kolay solüsyon oluşturmaz. Birileri neden neden hep ti'ye alma peşinde. Azıcık kimya bilgisi olan okurlar bunların farkındadır umarım?
|
Alıntı:
|
Arkadaşlar,
Ben de bu konuyu heyecanla takip ediyorum. Küçücük bahçemde zehirsiz bir yaşam için mücadele veriyorum. Bu sitedeki bir çok insan kaolin ve onun faydalarıyla Sayın Meyvelitepe sayesinde tanıştı. Bu durumda kendisini sorumlu hissedip her detayı araştırıp bize sunduğu, tüm bildiklerini ve öğrendiklerini bizimle paylaştığı için kendisine çok teşekkür ederim. Sayın Zeytinlibahçe'nin aşağıdaki cümlelerine de yürekten katılıyorum. Alıntı:
|
Sunguard
Surround AT-80 ürünlerinin içinde serbest silika kristalleri var mı? Ya da Dünyada; tarımda kullanılan kaolinin içindeki kabul edilebilir serbest silika oranı nedir? Bu ürünlerde bu oranın ne olduğu ürün içeriğinde belli mi? |
Burada Meyvelitepe, tarafsız bir tüketici olarak sorguladığını söylüyor ki, hani "anneme reklamcı olduğumu söylemeyin" durumları var. Dikkatli okurlar olayın farkındadır diye düşünüyorum. Bugüne kadar gelinen noktayı özetlersek:
1- Sadece kaolin değil, bütün inert tozlar (kaolin, kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit, isli silis, diyatomit vb.) kullanılabilir. Hatta köyümüzdeki "havara taşı"nı çekiçle ezip harman savurur gibi savurup ince parçacıkları bir bezin üstünde toplayıp sonra üzümlerine serpeleyen cingöz dede gibi. Hani bu ürün kanserojen falanda değildir. Pekmez yapımında kullanılır. Hepsinin farklı seviyede ultraviyole ve infrared ışınları yansıtma özelliği vardır ve böcek engelleyiciliğe gelince, en iyisi diyatomittir. 2- Sadece kalsine değil, her türlü kaolin kullanılabilir. Örneğin Cocoon. Hem de halis muhlis OMRI sertifikası var. 3- Kalsine kaolinin kanserojen olduğuna dair bir bilgi literatürde yok. En azından ben bulamadım. Silisyum dioksitin kanserojen etkisi madenler, tünel inşaatları ve kot taşlama gibi yoğun toza maruz kalan işçilerde görülür. Ki UBYİ üyelerinin ve forumda bir çok kişinin kullandığı zeolit (klinoptilolit) kaolinden daha fazla kanserojen silisyum dioksit içerir. 4- Parçacık yapısına gelince, bu fotosentezle değil, parçacığın uygulandığı madde üzerinde tutunması ile ilgilidir. Örneğin 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birim ise, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1.0 birimdir. Buna literatürde "tenacity coeffcient" denir. Yani 5.5 mikronluk ürünün fiyatı 1 lira ise diğeri en fazla 1.2 lira olmalı. 5- Sertfika tabi ki olmalı. Ama çok daha önceden beri piyasa da olanlarında bu sertifikaları olmalı diye düşünüyorum. Yoksa zaten kötülenen üründe bu sertfikayı almadan piyasada var olamaz. |
Alıntı:
Tartışmalara katılacak kadar bir bilgim yok, sadece izliyorum ancak yukardaki cümle ile gerçekten haksızlık ediyorsunuz. Çok uzun süredir bu sitedeyim, aynı zamanda Meyvelitepe'nin kendi blogunu da izliyorum.. Ondan o kadar çok şey öğrendim ki , bunu o kadar karşılıksız yapıyor ki bu söylediğinizi duymamış olmayı tercih ederim. Ayrıca uzun yıllar reklamcılık yapmış birisi olarak gözlemlerime göre siz de az reklamcı sayılmazsınız değil mi? |
Alıntı:
Mısır nişastasında da uzman olduğunuz anlaşılıyor, Kaolini de ezelden beridir bilir ve kullanırdınız zaten :) Kanserojen olan rafine edilmemiş kaolin. Ülkemiz ocaklarından çıkan kaolini hangi güzide rafine tesisimizde rafine ve kalsine ettiğinizi de belirtirsiniz artık. Ürününüz farklıysa kendi literatürünü oluştursun denmişti, literatür ürüne uydurulsun değil. Ticaret bu kadar mı garip bir şekilde değişikliklere sebep oluyor? |
3. Uzak Bahçelerin Yakın Dövüşleri
Ben bu tartışmalar ilk başladığında olaya müdahil olamak istedim ama Uzak Bahçeler üyelerinden ses gelmeyince yazmayı bırakmıştım. Bu tartışmalarda size garip gelen bir şeyler yok mu?
Olay kaolin tartışması değildir. Tartışmaya ilk müdahil olduğumda da yazmıştım. Tartışmanın anafikri Sun-Shader temelinde Sn. acemi_caylak' ın Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği (Dövüşü) insiyatifi içinde almaya başladığı öncülük vasfının yıpratılması operasyonudur. En azından benim kişisel gözlemim budur ve bazılarınıza taraflı da gelebilir. Haklıda olabilirsiniz. Çünki Sevgili acemi_caylak' ı yakından tanıdım ve ekonomik ihtiraslar peşinde insanları kanser edecek kadar zalim biri olmadığını yakından biliyorum. Kaolinle ilgimde tamamen bu sayfalardaki tartışılanlar ve internetten okuduğum kadarıyladır. Çünki uygulayacak bir bahçem yok. Kanseri yaşamış biri olarak kanser konusunda da oldukça hassasımdır. Bu yüzden bu konuda taraf olmam mümkün değildir ama Kaolin tartışmasında işi bu yöne doğru çekiştirmek biraz zorlama destek olarak geliyor. Türkiyede Sunguard kaolini satan orfeteknik firmasının http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm web sitesine girip baktığımda hiç bir belgeye rastlamadım. Hatta ürün ismi Sunguard olmasına rağmen dökümanların tamamı Surround firmasına ait broşür ve dökümanlarla dolu. Fakat ürünlerle ilgili hiçbir OMRI belgesi de yok. Bu iki marka aynı firmaya mı ait ki aynı broşürleri kullanmışlar? Bilgisi olan varsa aydınlatırsa memnun olurum. Sn. meyvelitepe' nin mesajındaki OMRI belgeli Sunguard ile bu web sitesindeki Sunguard aynı ürün mü? Uzak Bahçeler üyelerinden bu ürünü uygulayan arkadaşların ürünle ilgili deneyimleri paylaşmamalarını ve bu konuya yazmamalarını hayretle izliyorum. En azından konuya benden daha çok vakıflar ve en az iki ayrı ürünü yakından görme ve uygulamış olma şansına sahipler. Uygulama sonuçlarını ve elde ettikleri başarıları merakla bekleyeceğim. |
Kaolinin (Al2Si2O5(OH)4) rafinasyonu
Kaolinin rafinasyonu, içindeki safsızlıkların cins ve miktarına bağlı olarak, flotasyon (bazen çift flotasyon), manyetik separasyon, leaching (katı-sıvı ekstraksiyonu) ve oksitleyici parlatma aşamalarından bir veya birkaçını ya da tamamını içerebilir. Kaolin safsızlıklardan arındırıldığında parlaklığı daha yüksek olmaktadır. Kalsinasyon neticesinde kaolinde oluşan yapı değişiklikleri: Kaolin (Al2Si2O5(OH)4 veya Al2O3.2SiO2.2H2O) killeri, atmosfere açık olarak yine atmosfer basıncında ısıtıldığında yapısında bazı değişimler olur. Endotermik dehidroksilasyon (Türkçesi: ısıtma sonucu nem kaybı) 550–600 °C’de başlar ve bu sıcaklıkta işleme tabi tutma sonucunda düzensiz bir kristal yapıya sahip metakaolin, Al2Si2O7, oluşur. Burada nem kaybından kastettiğimiz şeyin serbest nemin değil de kristal yapısına girmiş (yani kimyasal olarak bağlanmış) su moleküllerinin kaybı olduğunu belirtmeliyiz (Kristal suyunun uzaklaştırılması kaolinin saflaştırılması anlamına gelir!). Metakaolin, 900 °C’ye kadar ısıtılmaya devam ettiğinde hidroksil kaybı (-OH) da devam eder. Metakaolinin yapısı hakkında farklı görüşler mevcuttur. Ancak, yaygın görüş bu malzemenin basitçe amorf silika (SiO2) ile alümina’nın (Al2O3) bir karişımı olmayıp, altıgen kristal tabakalarının istiflenmesinden ötürü uzun mesafeli düzenli bir yapıya sahip olabileceği yönündedir (Ama tam bir kristal değil). Metakaolin, çimentolara %20 oranında karıştırılarak beton yapımında kullanılır. Bu malzemeyi tarımsal uygulamalarda kullanamazsınız! 2 Al2Si2O5(OH)4 → 2 Al2Si2O7 + 4 H2O. (Metakaolin oluşum reaksiyonu) 925–950 °C’ye ısıtmaya devam edildiğinde, kristal yapısı gama alüminaya dönüşür ve silisyum ayrışır: 2 Al2Si2O7 → Si3Al4O12 + SiO2. ~1050 °C civarında yapılacak kalsinasyon sonucu ise, gama alümina (Si3Al4O12) çekirdeklenir ve müllit’e, Al2O3 • 2 SiO2, ve oldukça yüksek oranda kristalleşmiş kristobalit’e, SiO2 dönüşür: 3 Si3Al4O12 → 2 Si2Al6O13 + 5 SiO2. Kalsine olmamış kaolin ile karşılaştırıldığında, Müllit'in kristal yapısı, nem tutma özelliği, parlaklığı ve tüm diğer fiziksel özellikleri farklıdır. Daha doğrusu, ikisi özellikler açısından farklı malzemelerdir demek daha doğru olur. Neden kalsine kaolin kullanılmalı:- Kalsine edilmiş kaolinin doğal olarak daha saf olacağı açıkça görülüyor. - Daha parlak olduğu biliniyor. - Islak koşullarda bile nem absorblamasının çok daha düşük olduğu biliniyor. - Film oluşturmasının ve oluşan filmin kararlılığının çok daha iyi olduğu biliniyor (çünkü kristal yapısındaki su molekülü uzaklaştırılınca film daha stabil hale geliyor). Bu 3 özelliğin de tarımsal uygulamalarda kullanılan kaolinde bulunması gerektiği açıkça ortadadır. Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, kalsine kaolin tarımsal açıdan daha yararlı olacaktır. Ancak, rafinasyon ve kalsinasyon işlemlerinin getireceği maliyet yüzünden fiyatı da kalsine edilmemiş kaoline göre daha pahalı olabilir. |
Sn.Sarıcan, Uzak Bahçeler üyelerinden ne bekliyordunuz? Uzak bahçeler bir çete mi? Yoksa bir ltd. şti'ye özdeş mi? İlginç bir tesadüf, uzak bakçeler de benim fikrim. Hala da öyle, temel prensipleri itibarıyla gerçekleştirilebilir ve ihtiyaç duyulan bir şeydir. Zaman her şeyi olgunlaştırıyor. Neyse mevzu bu değil.
Evet, konu kaolin. 3 yıl önce pestisit alternatifi olarak ortaya atıp denediğim, her aşamasını büyük bir heyecanla, arkasındaki literatürü hiç gözden ayırmayarak paylaştığım kaolin. Bugün binlerce insan pestisit yerine kaolin kullanmaya çalışıyor ya da kullanmak niyetinde. Geçen yıldan buyana kaolin gibi kullandırılmak üzere piyasaya çıkmış kaç ürün var biliyor musunuz? Neden bu ürünler daha önce yoktu? Oysa şimdilerde "biz bunu ezelden beridir bilirdik, kullanırdık, zaten de en iyisini biz biliriz, bilim de neymiş, mevcut araştırmalar zaten satılmış bilim adamları tarafından yapılmış" söylemlerini duyuyoruz. Hem de ürünleri standarda uymayan bir çok satıcıdan. Her ne kadar siz de bu işin literatürüne laf-ı güzaf dediyseniz de, ar-ge'ciydiniz, araştırmaya, ölçüme, vs. kıymet veriyor olmalısınız. Bakın mesajınızda sunguard'ı sorgulamışsınız hemen. Sunguard'dan ürün aldıysanız, satanlardan isterseniz, istediğiniz bilgiyi belgeyi gönderirler. Bana gönderdiler. OMRI'sini sorguluyorsunuz, güzel, tabii ki sorgulayacaksınız. Sorun firmasına, olmadı Amerikaya sorun. Para verdiğim şeylere ben öyle yapıyorum. Peki, belki on keredir yazdım burada, ürün spek'i olarak bir litresine 315gr denen ürün 580gr çıktı bu nedir diye sorulduğunda, sizin de aklınıza gelmiyor mu bunun anlamı ve adı nedir diye? Manipülasyon sevmem demiştiniz, şurada ticari kaygılarla manipülasyon yapılmış demişim, bunu da makul karşılamışsınız? Neden, bir şeyin mensubu olduğunuz için mi? O zaman siz de ortak olmuyor musunuz buna? Bu kadar mensubu iseniz ve ilgili şirket ve ürününü sahipleniyorsanız bari siz açıklayın. Sitesinde litresi 315gr yazarken, sahibinin 290gr.dır diye e-posta gönderdiği ürün neredeyse iki misli ağır çıktı. Standart ürünlere göre göre iki misli. Ama ağır olması birim gr'daki malzeme miktarını arttırmıyor. Ar-ge'ci olduğunuza göre az buçuk bir anlamı vardır sizin için. Kilosu 2 liradan satılıyor bu ürün. O zaman sormak lazım, uzak bahçelerin çiftçiden kazanmak gibi bir amacı mı vardı? Yanlışı görmek yerine başka şey yaptığınıza göre siz bunun neresindesiniz diye de aklıma gelir. Bir sene önce ticari olmayan bir şekilde bir başlangıç ürünü ortaya çıktığında görünür eleştirileri de söyleyerek herkes teşvik etti. Bekledik ki, olması gereken iyi bir ürün çıkar diye, olmadı nedense. Sonunda, doğru düzgünü, çok iyi fiyatla bulmak yine bana düştü. Neden? Şimdi kim kazandı, kim kaybetti? Çiftçi kazandı mı? Evet, literatürdekine çok yakın bir ürün çok iyi fiyatla var. Kim kaybetti? Amacı uzak bahçelerin samimi, kâr amacı gütmeyen, üreticiyle tüketici biribirine yakınlaştırma girişimi mi? Hayır, ona da bir şey olmaz. Fakat bunu yanlış anlayıp başka bir şekle sokmaya çalışanlar kaybetti malesef. |
Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi bu konuda yadırgadıklarım olduğunu söyledim ve paylaşacağımı da belirttim.
yagırgadiklarıma geçmeden önce 2 isim telaffuz etmek istiyorum. Sn meyvelitpe ve Sn Acemi Usta |
geçen yıl sabri beyden numune istemiştim deneme amaçlı, sağolsun 3 parça numune göndermişti.Ben de o zaman kullanmadan önce su bardağına su doldurup her bir numuneden eşit miktarlarda bardaklara ayrı ayrı koyarak iyice karıştırdım ve dibe çökme sürelerini kıyasladım çok kısa sürede üçü de dibe tamamen çöktü sürekli karıştırmayı gerektirdiği için ben uygun görmüyorum.
|
Yadırgadıklarım-1
Şimdi değerlendirme zamanı tabi ki bence; yani eleştiriye açık
kaolin konu başlığı açıldıktan sonra lilium 30 nolu mesajını yaklaşık 1 yıl önce 24 haziranda kaolin konu başlığının 1. sayfasında göndermiş. Sn Ensar 38 no.lu mesajını 02.07.2010 tarihinde göndermiş. Sn Sn meyvelitepe 55 no.lu mesajı ile kutlama mesajı göndermiş. Sn Meyvelitepe 57 no.lu mesajında TALCID yani yenilebilir ilaç kullanımda kaolinden bahsetmiş. 27.08.2010 tarihinde 69 no.lu mesaj fiilkovanın, 05.10.2010 tarihli 70. mesaj Sn Sabry'nin. Sonrasında çok hızlı bir mesaj trafiği var:))Mesaj sayısı şu an belli. demekki çok önemli bir konuma gelmiş kaolin. Bence sevindirici durum. Yukarıda örneklediklerim hiçbir şekilde eleştri değil sadece tespit konuları. ŞİMDİ yadırgadıklarım-1; Ben KİL GRUBU incelemelerini okudum, DPT incelemelerini okudum., 4-5 üniversite tez çalışmalarını okudum. yabancı literatürde 3-4 konu başlığını okudum. Yerli çalışmlar Türkiyedeki kaolin cevheri, özellikleri, standartları,sorunları ve tavsiyeleri üzerine idi. Yabancı kaynakalar ki 3-5 i geçmez kaolin kili tarımsal uygulamaları ve dahi yabancı otla mücadelede toprağa kaolin kili uygulaması dahil araştırmalardı. Ama tüm okuduklarımla yerli veya yabancı toplamı 10-12 kaynakta olsa hiç bir şekilde yerli kaolin ülkemiz kaolinin sorun ve sıkıntılarında KANSOREJEN etki tehlikesi ve ihtimalini OKUMADIM. Zengişleştirmede kimyasal liç biyolojik liç (chemical leach-biological leach) ihtiyacını okudum ama yerli kaolin cevherinin kimyasal ve de fizyolojik etkisi nedeniyle kanserojen yapısı nedeniyle pazar sorunu olduğunu okumadım. İlk yadırgadığım konu budur. |
Alıntı:
Yazdıkça gerçek yüzünüz ortaya çıkıyor. Ben Uzak Bahçeler hakkında söylediğiniz yakıştırmayı yapacak en son kişiyim. Ben üyesi olmadığım halde imece usulü yapılan bu bilgi paylaşımından belkide sizin almadığınız kadar zevk alıyorum. Memleketim adına, ülkenin tarımının bilinçli ellerde yapılması gereğine. Ben üç yıldır bu forumu hasbelkader izliyorum ve bir takım zihniyetlerle bazende çatışıyorum. Ama doğru bildiğimi de söylemekten asla çekinmedim. Eğer bir çete benzetmesi yapılacaksa bu benzetmeyi iki yıl önce ben sizin için düşünmüştüm. Hemde sahnede değil, sahne gerisinden yöneten olarak. Bu forumu benim kadar takip eden herkes sizin bu özelliğinizi gözlemlemiştir ama belki benim gibi yüzünüze vurmak istememitir. Seyyar Tayyar gibi her şey sizin fikriniz ve her şeyi siz keşfettiğiniz mantığı ile her konuda lider olmak ve herkesin sizi pohpohlamasını beklediğiniz için ikinci planda kalmak sizi çıldırtıyor herhalde. Sizin bu özelliğinizden çekinip sizinle kimse çatışmak istemeyebilir ama ben ne sizin keşfiniz olan Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği üyesim ne de sizin ilk defa kullandığınız ve sonradan patlayıp giden Kaolin kullanıcısıyım. Ben bu çatışmada konu kaolin değil derken sizin bu özelliğinizi kastetmiştim. Ben Kaolin teknolojisi ile ilgili hiç bir literatüre laf-ı güzaf demedim. Sizin çamur atmak için sayfalar dolusu yazdığınız ve sadece söylemek için araç olarak kullandığınız laf kalabalığını kastederek söyledim o lafı. Sizin için kazanmak için her şey mübah. Türkiye' de Sungard satışı yapan firmanın kendi web sitesine koymadığı OMRI belgesini bile bulur forumdaki insanların kafasını karıştırırsınız. Tarım Bakanlığının Kaolin için böyle bir sertifikasyon mecburiyeti var mı? Yoksa siz yokuş yapmak için mi kullanıyorsunuz. Böyle biz zorunluluk olsa idi Sunguard satan firma bu belgesini web sitesine koyardı. Hatta zorunluluk olmasa bile pazarlama argümanı olarak koyardı. Çünki sizin kanserojen dediğiniz bu ürünün ham ve kırmızı renkli olanı Anadolu' da yıllarca höllük olarak çocukların kundağında kullanıldı ve türkülere konu oldu. Birde Sungard ile Surround aynı firmamı diye merak etmiştim ama bilen birisi cevap vermedi. Çünki Sungard' ın web sitesine girip baktığınızda tüm broşürler Surround' a ait. Herhalde kendi literatürlerini oluşturamamışlar. Belki OMRI belgeleri de ortaktır. |
Sevgili Sarıcan bu düşünceye nasıl kapıldığınızı bilmiyorum fakat benim tarafımdan da liderlik konusunda böyle bir şeyin görülmediğini, söz konusu dahi olamayacağını belirtmek isterim. Sizin duyduğunuz veya bildiğiniz bir şey varsa paylaşmanızı rica ederim.
Sn Meyvelitepe uzak bahçelerin fikir babası olmasına rağmen site yönetimi ile birlikte bir çok değerli üye arkadaşların teşvik ve desteği ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Her geçen gün doğal üretimin öneminin farkına varmış, çalışmalarına bir anlam, bahçesine bir kişilik kazandırmak isteyen arkadaşların katılımıyla sayısı artmakta olup, kapısı doğal üretim yapmak isteyen herkese açıktır. Sn Meyvelitepe uzun zaman önce bazı sebeplerden dolayı Uzak bahçelerden fikir olarak değilse bile çalışmalarından ayrıldı. Bunu da çalışmaları sekteye uğratmamak için hiç bir zaman beyan etmedi, dolayısıyla oluşum içinde bir liderlik savaşının içinde olacağını sanmıyorum. Bir başka arkadaşın da olacağını sanmıyorum. Bu bölümde, Kaolin konusunda yazılan ve tartışılanların ülkemizde ilk defa yapıldığını, bir çok değerli akademisyen, ziraat öğrencisi ve üretici tarafından takip edildiğini veya gelecekte okunup, kaynak olarak kullanılacağını hatırlatmak isterim. Dolayısıyla yazılanların Kaolinin kullanımı ve standartlarının dışına çıkmamasını rica ederim. Şu ana kadar arkadaşlar tarafından oldukça değerli tercümeler paylaşıldı. Konunun ne tam siyah, ne de beyaz olduğu alanda teknik konuların dışına çıkmayıp, kişiselleştirmeden devam etmemiz oldukça önemli. Konu hakkında bulunan mevcut yurtdışı kaynak literatürün uygun olup, olmadığını net bir şekilde söyleyebilmemiz için bazen bir kimya profesörü, bazen bir fizikçi olmamız gerektiğini de hatırlatmak isterim. Dileğim bir çok yerli firmanın ülkemizden veya ithal getirdikleri kaolini en iyi evsafta, en uygun fiyata satmasıdır. Bu yıl ağaçlarımıza elimizde geçen yıldan kalma sunguard isimli ürünü kullandık. Önceki yıldan başarısını zaten tasdiklemiştik. Geçen günlerde arkadaşlar Sun shader kaolini de deneme amaçlı kullandı. Halil bey ve Müdür bey geçen yıl çıkan ilk ticari olmayan ürünle kıyasladığında gerek renk ve gerekse suda çözünürlüğünü başarılı bulduklarını telefonda söylediler. AT 80 kaolin uygulaması da deneme amaçlı bu hafta içinde yapılmış olacak. Başka ürün varsa onları da kontrollü olarak denemeye hazırız. Neticelerini burada paylaşırız. Elbette bizim yaptığımız bu ürünlerin görsel ve ürün üzerindeki zararlı etkisidir.Teknik bilgi ve detaylarının üreticilerinin sorumluluğunda olduğunu hatırlatmak isterim. |
1 Eklenti(ler)
Çok yazık arkadaşlar, güzel başlayan bir başlığın ve bir bereberliğin (Ubyi) içine maddiyat çıkar hırs (vs) girdiğinde nerelere vardığını görmek bana sadece üzüntü veriyor, daha önceki mesajlarımda konunun nereye varacağını beklemeden sazan gibi atlamam bir iyi niyetimin göstergesidir, hatta bir ürünü elinizde analiz belgeleriniz yoksa bu şekilde alenen reklam ettiği için sevgili meyvelitepeyi cesaretinden dolayı kutlamıştım, bu iyi niyetle yazdıklarım bile "gayretleriniz takdire şayan" diye algılandı, özeldende kendisine tekrar iyi niyetimi gösteren mesaj attım.
Şu kadar gündür bir sürü denemeler deneyler sonun da geldi 315- 580grama ve diğer konu, kalsinemidir rafinemidire dayandı. Yahu arkadaşlar ayıptır Ubyi ile başlayan bu güzel iş birliğine bir arkadaşımız doğal mücadele adına bir ürün çıkarmış ve bir kaç aylık bir ürün, eksikleri olabilir, bunu hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik, bunun bu kadar reklam edip tu kaka yapılmasını ben hiç yakıştıramadığımı üzülerek belirteyim. Yani tüm zehirleri hallettik, bir tek kaolin kilinin kalsinesindeki zehir kaldı, üstelik yeni bir heyecanla başlayan ubyi bir ürün çıkarmış ve biz bunu yerden yere vuruyoruz, yapmayın arkadaşlar bir yılan bile avına bir şans verir, Bizler de biraz zaman tanıyıp bir şans verip aramızda konuşarak bunları hep birlikte çözerdik. Bunun yerine sevgili meyvelitepe (Bir tek ben bilirim) ürünü kötü lanse ederek aklıma en son gelen şu, kime, kimin için çalıştığını çok merak ediyorum. Normaldir çalışabilirsiniz kimse de bir şey diyemez. Düşünüyorum da sizin reyting gibi bir şeye de ihtiyacınız yok. O halde niye sevgili meyvelitepe? Biraz vijdanı olan yeni çıkmış bir ya da iki aylık bir ürünü üstelik UBYİ çatısı altındaki ürünü bu kadar tu kaka adeta dalga geçercesine nişastadan örnekler vererek bu kadar küçümsemesini kınıyorum. Olmadı sevgili meyvelitepe bu kadar yazılarınızla o kadar deneyimlerinizle , gerek sitede gerek bloğunuzdaki yazılarınızla örnek kişiliğinizle örnek teşkil ettiğinizi söylememe gerek yok sanırım. Ama bu davranış biçiminizi hiç yakıştıramadığımı söylemeden edemeyeceğim. Bu ürüne çok iyi bir üründür demiyorum tekrar ediyorum eksikleri vardır olabilir. Bakınız daha önceden koyulmuş bir resim, lütfen arkadaşlar bakınız, bu şekerler giriye benziyormu? Eklenti 231177 Yoksa şeker üretim rengi giri olmuşta ben mi körüm. Yapmayın sevgili meyvelitepe buna el vijdan derler. Diğer bir konu satın almış olduğunuz herhangi bir ürün sahibine "getirin analiz raporlarınızı" deme cesaretini nereden alıyorsunuz siz kim oluyorsunuz ki, Ürünle varsa bir sorununuz alırsınız ürünü gider tahlil ettirirsiniz sonuçlar yanlışsa gerekli mercilere baş vurursunuz. Bu analizler elinizde var olsa bile, ürünü kötü reklam etme hakkına sahip değilsiniz. Gerek ensar bey, gerek (acemi caylak) ali beyin yerinde olsam bu kadar sakin bir şekilde izlemede kalabileceğimi hiç sanmıyorum. Acaba diyorum bütün her şey bu cümlelerdemi gizli. Alıntı:
Biri ona bir şeymi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum) O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın. Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi açaba? |
Alıntı:
Tartışmalarınızın sadece kaolin ile ilgili kısmına ticari kaygı gütmeden katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İyi işlenmiş bir kaolin mide ilacından dudak boyasına, göz kalemine veya cilt maskesine kadar kullanılan bir üründür. Doğru teknikler ile işlendiği zaman en zararsız minerallerden biridir. Özellikle kalsine olmuş son derece zararsızdır. Gerçek kaolin mineralinin kansorejen etkisi olmaz. Rafine kaolin bulunduğu ortamın nemini emebilen özelliğe sahiptir. Rutubetli ortama uzun süre maruz kalır ise bakteri üremesi olabilir. Kalsine kaolin kimyasal ve fiziksel yapısında oluşan değişiklik nedeni ile rafine (yıkanmış) kaolinin aksine üstüne su dökmez iseniz ortam nemini emmez. Bu nedenle yukarıda saydığım insan sağlığı için oldukça hassas yerlerde daha çok kalsine olmuş ürünler kullanılır. Serbest silis ve kansorojen etkisi şudur; Yurdumuzdaki kaolin yataklarının bir çoğunda SiO2 değeri % 60-70 hatta daha üstünde, Al2O3 değeri % 10-25 arası ve SO3 yani kükürt değeri % 2-3 ler mertebesindedir. Buradaki yüksek silisyum diokasitin bir kısmı alüminyum silikat yapısındaki bağlı SiO2 olmayıp serbest silisdir. Bu serbest silis değerleri ancak işleme (yıkama, rafinasyon) tabii tutularak azaltılabilir. SO3 ise ısıl işlem gördüğünde uçar. Yani rafine olmamış, sadece öğütülmüş önemli bir kısım yerli kaolinde serbest silis bulunabilir. Bunun ne zararı var; işleme sırasında uçuşan silis parçacıklarının solunması (meşhur kot yıkama işçileri olayı gibi) akciğerlerde bloklaşıp tahribat yapabilir. Bu daha çok kaolini öğütürken, torbalarken karşılaşılabilecek bir tehlike. Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir. O nedenle ben şahsen kaolinin kansorejen etkisi konusuna katılmıyorum. Fakat kuru öğütme, özellikle yerli kaolinin içinde işlem sırasında öğütülmüş olan serbest silisin sizin istediğiniz film oluşumunda veya UV/IR yansıtıcılığındaki etkisinin ne olduğu sanırım daha önemli. Saygılarımla |
Sn.Sarıcan, durumunuzu çok güzel yansıtmışsınız, tebrikler.
|
Merhaba
Kaolin konusunu uzun zamandır (yıllardır diyebilirim) takip ediyorum. Hemen belirteyim ki şu an tarımla uğraşmıyorum ve bir ticari bağlantım da yok, sadece doğal tarıma bir hobi olarak ilgi duyuyorum. Kaolinin tanıtımı konusunda sanırım herkesin meyvelitepe'ye teşekkür borcu var, çünkü o bu teknolojiyi öğrenip uygulamasaydı şu an kimse burada tarımsal kaolini konuşmuyor ve ticaretini de yapmıyor olacaktı. benim okuduklarımdan anladıklarım özetle şunlar (yanlışım varsa lütfen düzeltin). 1. Kaolininin rafine edilmemesi tarımsal olarak çok fazla önemli olmayabilir fakat kaolin içinde bulunması muhtemel kanserojen maddeler insan sağlığı açısından (özellikle uygulamayı yapan kişiler) ciddi bir risktir. Bu durumda rafine edilmemiş tarımsal kaolinin ticaretini yapanlar sattıkları ürünün içerdiği maddeleri gösteren bir analizi beyan etmek zorundadırlar. 2. Kaolinin kalsine edilmesi ve parçacık büyüklüğü konusu tamamen bitkiler üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Anladığım kadarıyla 2 mikrondan büyük parça büyüklüğüne sahip kaolin fotosentezi olumsuz etkileyebilir ve verim düşüklüğüne sebep olabilir. Kalsine edilmemiş kaolin ise güneş ışınlarını gerektiği gibi yansıtma konusunda ideal değil gibi görünüyor. Bu maddedeki konular isteyenler tarafından kendi bahçelerinde denenebilir, fakat gereken olumlu sonuçlar elde edilemezse "kaolinin bir faydası yok" deme hakkına sahip olamazlar. 3. Ağırlık konusu ise fiyat karşılaştırması açısından önemli. Diyelim ki aynı yüzeyi a ürününü 1 kg. kullanarak, b ürününü 2 kg. kullanarak örtebiliyorsunuz. O zaman a ürünün birim fiyatı 2 TL, b ürününün birim fiyatı 1 TL ise b ürünü a ürününden daha ucuz değildir, aslında fiyatları aynıdır. Bir matematikçi olarak 2=1 şeklinde ifade edebileceğimi düşünüyorum :) Kısacası yukarıdaki örnekte b ürününü satan kişi, benim ürünüm daha ucuz diyorsa doğru söylemiyordur. |
Kişisel bazda yapılan saldırılar ve yapılan tartışmaları çatışma veya hesaplaşmaya benzeten ifadeler son derece yakışıksız. Kimin ürünü varsa tartışılır. Bunda yadsınacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Ama kişiliğe yapılan saldırılar için, saldıranlar özür dilemeli. Neden bir konu doğru düzgün tartışılmıyor da, hemen arkasında lider olma tutkusu veya başka nedenler aranıyor? (Bazı kişilerin liderlikle ilgili sorunları olduğunu düşünüyorum)
Sn MeyveliTepe, kaolinin Türkiye'de tarımda kullanımını ilk defa gerçekleştiren arkadaşımızdır. Gerek blogları gerekse yaptığı deneysel çalışmalarla çığır açacak çoğu kimsenin hayal bile edemeyeceği yeniliklere öncülük etmiştir. Karşılığında, değer bilen binlerce çiftçinin hayır duasını almaktadır. Sn MeyveliTepe öncülük ettiği kaolin konusunda duyarlı bir insan olarak ortaya çıkan ürünlerin amaca uygunluklarını da sorgulamaktadır. Bu da gerçek bir liderden beklenen bir harekettir. Sorumluluk duygusu olan herkesin yapması gereken de budur. Gelin görün ki, bu davranış bile bu forumda bazı kişi veya kişilerce yanlış algılanmakta, sanki birilerine çamur atıyormuş izlenimi yaratılmaktadır. Eğer ortada sorulması gereken sorular varsa tabii ki sorulacaktır. Yanlışlık veya eksiklik varsa tabii ki düzeltilecektir. Bu yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi bilimsel gerçeklerin tüm aydınlığıyla ortaya çıkması, sadece Sn MeyveliTepe'nin değil hepimizin görevi olmalıdır ve yine hepimizin yararınadır. Gelin görün ki, bazı arkadaşlar bunu yapmak yerine Sn MeyveliTepe'ye kişisel olarak saldırmayı yeğlemektedirler. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Bu kişilerin bunu söylemeye hakları olduğunu düşünmüyorum ve site yönetimini buna müdahale etmeye çağırıyorum. |
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.
|
Sn.Soilless, yazdıklarınız önemli. Serbest silica meselesini ben de parçacık film teknolojisinin gelişimini ve tarihçesini incelerken Peter Harben'in alıntısından öğrenmiştim.
"Current particle film technology is based on kaolin, a white, non-porous, non-swelling, low-abrasive, fine-grained, plate-shaped, aluminosilicate mineral [Al4Si4O10(OH)8] that easily disperses in water and is chemically inert over a wide pH range. Coating grade kaolin is >90% pure and has a high brightness quality of >85%.Water-processed kaolin is >99% pure and has a brightness of >85%. Mined, crude kaolin has traces of Fe2O3 and TiO2 that are removed during processing to increase brightness. In addition, crystalline silica, SiO2, a respirable human carcinogen, must be removed to insure human safety (Harben 1995)." [1][2] "Mevcut parçacık film teknolojisinin temel alındığı kaolin, beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineralidir. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitededir. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gereklidir. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin insan sağlığı için mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekir (Harben 1995). " [1] Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc. [2] Journal of Economic Entomology Harben, P. W. 1995. The industrial minerals handbook II: A guide to markets, specifications,and prices. Neticede söylenen bu. Benim uydurduğum bir şey de değil. İlginçtir ki, bu alıntının kısaltılmış versiyonu söz konusu ürünün aslında uygun olduğunu göstermek için kullanılmıştı. Burada "kaplama" ile kastedilen de endüstriyel kaplamalardı. Serbest silika konusunda safsızlıklardan ayrıştırıldığı bilinen ürünler için bir sakınca görünmüyor ancak bilinmeyen ürünler için ister istemez tereddüt doğuyor. Tarım uygulaması bir sis gibi atılarak yapılıyor. Kendi adıma iyi bir toz maskesi kullanmaya çalıyorum ama yardımcım ısrarıma rağmen kullanmıyor. Daha sonra bu konuda başka dökümanlara da ulaştım. Zaman içinde aktarırım. |
Alıntı:
Aynen katılıyom ve forumda yaşanan, yaşanması muhtemel tartışmaları, FORUM ORTAMINDAKİ AR-GE'nin (araştırma-geliştirmenin) olmazsa olmazı olarak görüyor, tartışmalara kişiselleştirme gözü ile bakılmamasını, (zaten bir tartışmada karşı taraf olmadan, mualefet edilmeden tartışılmaz ki) verilen tepkilere bilginin açığa çıkması gözü ile bakılmasını, kişisel olarak art niyet aranmamasını, hatalarında olabileceğini, kısaca olumlu yaklaşılmasını diliyorum. Kimse merak etmesin zaman her şeyi ortaya çıkarır. Herkese kolay gelsin. |
Alıntı:
|
Kaolin konusunda en iyi ve en doğru yanıtı verecek olanlar maden mühendisi arkadaşlardır. Bu forumu okuyan hiçbir maden mühendisi arkadaş yok mu diye merak ediyorum. Maden mühendisi olan arkadaşlar da burada görüş belirtirlerse son derece uygun olacaktır. Ben kendi adıma bazı şeyleri merak ediyorum. Örneğin, kalsinasyon sonucu açığa çıkan kristobalit minerali (SiO2) de serbest silika olarak mı algılanmalı? Eğer öyle algılanırsa, kanserojen midir? Eğer kanserojen ise, kalsinasyonu takiben bir ayırma işlemi yapılmak zorundadır. Bu sorulara ancak bir mineralog veya maden mühendisinin yanıt verebileceğini düşünüyorum.
Mesaj 385: Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 07:37. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025