agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/index.php)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=27)
-   -   Kaolin (Kaolen) Kili (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=21025)

üzüm 07-07-2011 13:01

Ağaçlar için güneş ışınlarından korumak amacıyla kaolin kullamaya karar vermiş ve bu bahar almıştık. Atma zamanını beklerken içimdeki şeytan dedi ki 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.:D

Bölgemiz yazları aşırı sıcak oluyor. Bahar/yaz başından itibaren uygularsak güneş yanıklığını, sıcaklık stresini azaltıyor. Buraya kadar çok güzel. Peki bir nedenle kaolin uygulamasını gerekli/doğru zamanlarda yapamazsam/tekrarlayamazsam sonuç ne olur diye düşündüğümde ağaçların çok büyük strese gireceğini, bölgenin ikliminide göz önüne aldığımda özellikle meyve ağaçlarında kaybım bile olabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple kaolini henüz uygulamadım.

Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.

'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832672)
... Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.


üzüm 07-07-2011 13:22

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen (Mesaj 832679)
Ben buna bakmam.

Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.

...

Konvansiyonel yetiştiricilikten organik yetiştiriciliğe geçişte yapılan büyük hatalardan birini yazmışsınız.

Organik yetiştiricilik iyi bir gözleme dayalıdır.

Lilium 07-07-2011 14:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 832775)
"Ben bile" ne demek Halil Bey! Hepimizin birbirine ihtiyacı var. Yeter ki olayları kişiselleştirmeden sakin sakin tartışalım. En doğruları bulacağımızdan eminim. Sevgiyle kalın.

Dileğinize canı gönülden katılıyorum. Yeterki bunu hep birlikte yapma başarısını gösterebilsek, birbirimizi kırmadan inciltmeden eksiklerimiz yanlışlıklarımız varsa hep birlikte düzeltelim. Birimizin ufak bir açığını buldukmu vurun abalıya misali olmasın.

Şimdi

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832667)
Onun yerine siz de başka bir seviyeden medet umuyorsunuz. Ne diyeyim.

Sevgili meyvelitepeciğim, beni çok üzüyorsunuz, benim medet ummak gibi bir beklentim yokki, neden olsun. Ben sizi uygulamalarınızdan dolayı teşekkür etmiştim, bu yapmış olduğunuz deney (vs) nin analiz raporları test sonuçlarının belgeleri varmı dediğimde beni hemen yanlı olarak afişe ettiniz. Ve "olmayan şeyin belgesimi olur"dediniz. Peki olmayan bir şeyin deneyi nasıl oluyor.

Bir şeyi iddia ederken ya da alenen beyan, reklam, ederken bunu kanıtlayan belgeleriniz olması gerekir. Hani bir deyim var, on tane şahit getireceğine bir tane belge getir. Diğer taraf içinde aynı şey geçerlidir, ama bunu belgeleri size veya bana verip vermemesi ürün sahibinin keyfiyetindedir, istemişimdir vermemişse ve ürünün eksikleri aldatıcı yönlerini tespit ettirir belgeler gerekli mercilere baş vururum, ve bu başvuru sonucunu almadan çıkıp reklam etmek suçtur.
Belgeleri alsanız dahi reklam edemezsiniz ama dava açabilirsiniz.

Tüm anlatmak istediğim bu, herhangi birini korumak, kollamak, kayırmak, ya da çamur at izi kalsın(bu babam olsa dahi) gibi bir karaktere sahip değilim.

Ben üründe eksik yanlış bilgi (vs) yoktur demiyorum, sizin testlerinize göre vardır da diyemem. Nasıl güveneyim size (Hani bir söz var, bir babama güveniyordum onuda anamın üstünde yakaladım :)

Belgele be abicim, belgele ki size bir kez daha teşekkür edelim. Arkanda olalım.


"Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, "

Şu yazmış olduğunuz mesajın cevabını elini vicdanına koyan herkes tarafından gayet güzel cevaplanır.

Bıraktım hukuku,
Ya, beyaza gri diyen vicdanların, vicdani cevabı nedir.

Halil Önen 07-07-2011 15:42

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi üzüm (Mesaj 832794)
.. 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.:D

Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.

'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?

demişsiniz.

Evet bence de bu şekilde kaolin uygulanmalı. Yani güneşin en yakıcı olduğu zaman diliminde, geçici bir süre _1 ay gibi_ kullanılmalı.

Yani; Örneğin zeytin çiçekten çıktıktan hemen sonra _olası zararlı veya yakma tehlikesine_ karşı başlamak ve meyve toplama dönemine kadar 3 defa uygulamak; sorgulanmalı.

Yine örnek üzerinden gidersek, diyelim zeytinde kaolin uygulanacak;

hedef zararlı _ zeytin sineği_ ise, taneye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında uygulanmalı.

Çünkü zeytin sineği bu dönemde tane üzerinde o meşhur 'V' şeklini çiziyor ve yumurtasını bırakıyor.

Bu bölgeye, hava sıcaklığına, sineğin döl verme yeteneğine göre farklılık gösterir_ ki 2 ay önce atmanın bir anlamı yok.

Yani dediğiniz gibi bitkiye her müdahale _ ki doğal, organik olan da bir müdahaledir ve Sn. Meyveli Tepe çok güzel bir soru sormuş_ sadece zeytine değil ekosisteme bir müdahaledir.

Peki 'doğal dengeye herhangi bir müdahalenin' ölçüsü nedir? Ölçü olmayan yerde _ ki bu doğa bile olsa_ hiç bir şeyin erdemi yoktur.

Bu bize ' peki doğada bir denge vardır ve insan neyin dengesidir'' e kadar götürür.

Diyelim ki;

hava raporu don tehlikesi verdi. Ve siz birkaç günlüğüne zeytininize don vurmasın diye kaolin attınız. Ve onu dondan zarar görmesini önlediniz. Belki onu ölümden korudunuz.

Ya da, yaz dönemi güneşte oluşan patlamanın getirdiği yakıcı sıcaktan haberiniz oldu; yakmasın diye kaolin attınız, 5, 10 günlüne...


Bu ölçülü bir müdahale değil mi?

Peki bu sizin yaptığınız yararlı müdahaleye zeytininiz alışırsa ve en küçük dondan etkilenir olursa, hep kaolin isterse ne olacak?

Doğanın insanlaştırılması yolu sonuna kadar açık. Zeytinin böyle bir isteği olabilir mi?:)

Saygılar

Safranlı 07-07-2011 16:43

Tartışmaları hararetle ızliyorum
tempo yüksek
günde bir kaç kez kontrol edıp okuyorum
bir çok ürünü farklı şekıllerde de olsa hepımız kullanıyoruz
ben kaolın kullanmadım
ancak 60 agaç yalova cinsi cevizde kullanmayı düşünüyorum
şahsi kanaatım kendı köyümde güneş yanıgı açısından bir risk yok
yazları bırkaç gün aşırı sıcak oluyor
asıl zararlılarla mücadele konusunda benım açımdan kullanılması gerektiğine inanıyorum
aslında felsefi olarak bakınca her sey bir müdahale anlamına gelıyor
çocuklarımıza zorla yedırdıgımız gıbı bıtkıye zorla bırseyler tıkıyoruz
bitkininde kaoline alışınca sonradan uygulama görmez ise mutlak bir sitres yaşamaşı büyük ıhtımal
bir üniversite gıbı gördüğüm sitemizdeki hararetli tartışmaların tatlıya bağlanmasını temennı edıyorum

acemi_caylak 07-07-2011 18:25

Sevgili Safranlı,

Yukarıda söylediğin doğaya müdahale konusuna tümüyle katılıyorum. Doğaya müdahale, daha tarımın başlangıcında bitkileri kültüre almakla başlıyor. Olayı sadece kaolin boyutuna indirgememek lazım. Örneğin bizim bahçede zeytinleri sulamaya alıştırdık. Su kullanmayı geciktirdiğimizde genç ağaçlarda hemen etkisi görülüyor.

İnsanın her türlü eylemi aslında doğaya müdahaledir. Gerçek anlamda doğal üretim yapmak istiyorsak tıpkı toplayıcılık dönemindeki gibi, sadece doğal yetişen bitkilerle beslenmek gerekirdi ki mümkün değil. Açıkçası sınır nerede başlıyor, bu tartışılır. "Organik", "doğal", "ekolojik" vb. denilen üretimde de doğaya müdahale var. Örneğin organik üretimde kullanılan makinelerin tükettiği fosil yakıtlara ne diyeceğiz? Ya da insanların tükettiği antibiyotik ve doğum kontrol ilaçları tüm pestisitlerin toplamından daha fazla doğaya zarar veriyor.

Kaolin kilinin pestisit olarak kullanımına gelince, önce kavramları netlleştirelim:

Pestisit, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "Zararlılarla savaşta kullanılan öldürücülerin genel adı." şeklinde tanımlanıyor ki, kaolinin zararlılar üzerinde öldürücü etkisi yoktur. Mister Glenn, abartarak, bakterisit (Bakteri öldürücü madde) ve fungusit (Mantar (küf) öldürücü madde.) olarak kullanılabileceğini iddia etse de buna ciddi bilim çevrelerinden oldukça fazla itiraz var. Mister Glenn'in yaptığı testlerde elde edilen %20 - %30 luk başarının yeterli olmadığını söylüyorlar.

Kaolin zararlılar üzerinde repellent (kovucu) etkiye sahiptir. Zararlıların meyveye yaklaşmasını engelliyor. Bu zararlılarda taşınabilecek bazı zararlı mikroorganizmaların bulaşıklığı da dolaylı olarak engellenmiş oluyor. Bunun dışnda kaolinin ekstra bir etkisi yoktur.

Sarıcan 07-07-2011 23:23

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi İnci Akalp (Mesaj 832600)
Bence tamamen yanılıyorsunuz Sn Sarıcan.. Sn. Meyvelitepe'nin böyle bir güç kullanmaya ihtiyacı yok, o sadece doğru ürün kullanmak isteyen bir tüketici. Siz herşeyi satın alırken etiketini kontrol etmiyor musunuz? Doğru beyan edilmemiş bir etiketi sorgulamıyor musunuz?



Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.

Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı. Ben bu yüzden anafikriniz nadir? diye sormuştum. Bugün hangi ürünün katalog veya prospektüsüne bakarsanız şöyle bir ifadeyi görebilirsiniz. "Üretici haber vermeksizin verilen spektlerde her türlü değişikliği yapma hakkını mahfuz tutar." Yeni geliştirilen bir üründe de bu kaçınılmazdır. Eğer torbanın üzerinde 25 kg yazıpta içinden 20 kg ürün çıksaydı sahtekarlık olurdu. Ya da torbanın üzerinde kaolin yazıpta çimento çıksaydı.

Ama hiç bir zaman şöyle bir açıklama bulamazsınız. siz etiket üzerinde yazan bilgilere bakmayın hepsinin üstünde A yazar, siz eğer A ürününü sipariş ettiyseniz ürün A' dır. Yoksa B' dir. Ya da sipariş ettiğiniz ürünün fiyatı 6xB ise ürün A' dır. Yoksa ürün B' dir gibi. Böyle bir çarpıklığı içimize sindirir o ürünü alır kullanırız ve sesimizi çıkarmayız, eleştirmeyiz hatta gönül rahatlığı içinde öneririz. Yani markete gidip zeytinyağı almak istiyorsunuz, şişelerin hepsinin üzerinde sızma zeytinyağı yazıyor. Eğer 6xB fiyat verirseniz aldığınız zeytinyağı sızma, yoksa rafine çıkar denilen ürüne birşey demeyeceksiniz. Bu ürünü forum ortamında herkese tavsiye etmekten kaçınmayacaksınız.

Her ürün kendi literatürünü oluşturmak zorundadır, bu işe öncülük etmiş firmaların literatüründen faydalanmak etik dışıdır diyeceksiniz. Sizin forumda önerdiğiniz Sunguard adlı ürün web sitesinde başka bir firmanın broşürlerini kullanması etik olacak. Onu da içinize sindireceksiniz. Yeni çıkan bir ürünü OMRI listesine girmiş ürünle imtihan etmeye çalışacaksınız ve bu imtihanda önünüze çıkan her belgeyi kullanmaya çalışacaksınız. OMRI belgesi var dediğiniz ürünün web sitesinde OMRI’ nin lafı bile geçmeyecek. Ben bu çelişkileri algılayacak gözlükle baktığım için yazıyorum bu satırları. Yoksa bende sizin gibi forum ortamından veya ağaclar.net’ in yıllık toplantılarından tanıyorum buradaki tüm arkadaşları.

Ama ne zaman yeni bir ürün çıkar, hep aynı kişiler arı gibi o sayfaya üşüşüp soru üstüne soru sormaya başlarlar. Sn. Selahattin Yılmaz nihayet deneyimlerini yazmış. Bir markaya veya bir kişiliğe nasıl saldırılırmış kendisi bunu en acı şekilde yaşamıştır. Ben o başlıkta da dayanamamış müdahil olmuştum. b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak.

Forumda bu işi uzaktan sadece okuyarak takip eden bizlerde sesimizi çıkarmayıp, bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığı içinde iki kelime yazmaya korkarsak o grupta istediği gibi at koşturur. Ondan sonrada kendilerine en küçük bir eleştiri geldiğinde çetecilikten dem vururlar. Şu anada bu başlıkta bile aynı gruplaşma var zaten.


Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832608)
Sn.Sarıcan, buradan anladığımız, aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz. "Karalama" (gerçek olmayan bir şekilde iyi bir şeyi, değilmiş gibi gösteren şeyler) dediğiniz şeye engel olmak istiyorsunuz, onun için bir dizi mesaj yazdınız. Doğru mu?

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832608)

Bahsettiğiniz gibi bir forum üyesiyseniz yapmanız gereken, bu ürünün tam da ilan edildiği gibi bir litresinin 315gr olduğunu ispat ederek beni yalancı çıkarmanızdı. Düğüm noktası budur. Bunu size kaç kere yazdığım halde bunu düzeltmek için hiç bir şey yapmadınız. Bu bir karalama ise lütfen öyle olduğunu gösteriniz.

Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.

Not: Engelleme çabalarınızda sözünü ettiğiniz web sitesi vb. şeyleri oradaki iletişim bilgilerine ulaşarak, ilgililerine sorabilirsiniz. Sürekli tekrarlayarak sanki o ürünlerle bir bağım varmış intibaasını yaratma gayretiniz gereksiz. Madem ki, bizim önerdiğimiz ürünler bir çok kişi tarafından uygun kabul ediliyor, biz de bu sorumluluğumuz çerçevesinde şimdilik üç ürün öneriyoruz. Kullanıcı arkadaşlar hangisi uygun ise onu alıp kullanırlar. Kimse kusura bakmasın, bizce uygun olmayan ürünü önerme sorumluluğunu almayız. Önermediğimiz ürüne karalanıyor demek de diyenlere aittir.

Sn. Meyvelitepe,

Aynen söylediğiniz gibi “aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz.” Bir üyeyim. Tek özelliğim yanlış giden bir şey gördüğüm zaman dayanamıyorum.

Düğüm noktasına gelince, ürün spektleri konusunda sadece bu ürüne özgü değil yıllarca sanayide katalog karıştırdığım için spektlerin değiştirilebileceği konusunda genel düşüncemi belirttim. Asıl düğüm noktasının olmayan şeyleri varmış gibi göstermek olduğu kanısındayım. Hatta bunu laf kalabalığı arasına sokuşturup gizlemek ustalığı olsa gerek diye düşünüyorum. Hatta dikkat dağıtmak için araya başka destek mesajlar almak, selam sabah muhabbeti ile dikkatleri başka yöne çekmek gibi.

“Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.“ Diyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varda açıklamıyorsanız sizi alenen müfteri ilan ediyorum. Sn. Acemi_caylak’ ı sizden farklı olarak iki defa agaclar.net toplantısında tanımış bir forum arkadaşlığının dışında başka bir organik bağımı ispatlayamazsanız aynen bütün yazdıklarınız gibi sizi yalanlarınızla başbaşa bırakıyorum. Forumda düzgün olarak tanıdığım her arkadaşı neden destekliyorsam bugünki desteğimde ondan öteye geçmez. En küçük bir yanlışını görürsem onuda aynı sertlikte eleştirebilirim.

Sunguard markasını dilinden düşürmeyen ve öne çıkarmaya çalışan sizsiniz. Benim böyle bir markadan siz bahsetmeseniz haberim bile olmazdı. Eğer bu üründe diğer önerdikleriniz gibiyse… Önerdiğiniz başka ürünün ambalajının içinden ne çıkacağı bile belli değil. Ne çıkarsa şansınıza. Kullanıcı arkadaşın deyimiyle bu bizim size kıyağımız olsun diyorlarmış. Ama ne gam, bu durum sizi hiç rahatsız etmiyor. Siz hep doğruların yanındasınız ya. Herkes sizin önerdiğiniz ürünü gözü kapalı kullanıyor nasıl olsa. Siz en iyisi bir reklam şirketi kurun. Bu güvenirliliğiniz varken iyi kazanırsınız.

Dogasever 07-07-2011 23:42

Sn Sarıcan

Gerçekten kendinizi artık komik duruma düşürmeye başladınız. Artık insanlarla uğraşmayı bırakın lütfen. Gerçekten konuyla uğraşın. Sizin sorununuz hep kişilerle nedense. Bu anlaşılmaz bir şekilde hoşunuza gidiyor. Daha kaç kere bu forumda başka başlıklarda yazdığınız yazılarla bana taş atacaksınız? Ben size ne yaptım? Bu başlık altında kaolin tartışılırken bile, Doğasever'e isim vermeden ama imalarda bulunarak ve linkler yoluyla saldırıyorsunuz. Ama benim için sorun değil. Artık siz umurumda değilsiniz. Ne derseniz deyin, sadece gülüyorum. Biraz büyüyün artık!

İnci Akalp 07-07-2011 23:54

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 833065)
Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.

[Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı)

Sayın Sarıcan,
Sanırım son yazdığım cümleyi okumamışsınız
Burada kişilerin değil, ürünün tartışmasını izliyoruz.
Yazdıklarınız maksadını aşıyor bence

cemo 08-07-2011 01:35

Kolin kili kullanacağım , hala ürünü değil kişileri konuşuyorsunuz. Kaolin üzerine konuşulursa sevinirim. Ayrı başlık açıp, tartışmaya devam edebilirsiniz. Ürün üzerinde yazan ile, tartı yanlış ise elbet tartışılmalı.
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu herşey.
Kaolin deyip almak doğru değil demek. Ne nedir bilgilenmek istiyorum.

Sn meyveliTepe, araştırmalarına güvendiğim bir doğa dostu. Tartıp yanlış demiş ise, (değildir deyin) ayrı başlıkta siz devam edin.
Ben ise, amatör organik sebze yetiştirmeye çalışan üyeyim.

Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.

cemo 08-07-2011 01:55

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sarıcan (Mesaj 833065)
b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak

Buna, topa tutma değil de sorgulama desek. Bursa toplantısında bana da b5a verildi, ama buzdolabımda patladı aktı. Sordum bişey olmaz dendi. Hala kullanamadım duruyor elimde. Dolabım battı, neden aktı hala acıklanmadı. Sadece bişey olmaz.
Dün, bişey olmazla geçiştirileni yaşamak istemediğimden, bugün sorgulamak isterim. Sorguladığım zaman tu kaka mı olacağım.
Sorular insanları neden rahatsız eder ki. Cevap verin yeter, kırmadan dökmeden.

Saygılar

Halil Önen 08-07-2011 08:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi cemo (Mesaj 833137)
...
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu
...
Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.

Balıkesir de ocaktan çıkarıldığı gibi satılan kaolin bu günlerde _ isimsiz çuvallarda_ çok dolaşır oldu.

Bir üretici ( Sn.Serdar Lek) Balıkesir den çıkarıldığını ve aldığını söylediği kaolini 400 zeytin ağacında kullanacağını söyledi.

Örnek olarak bir cuvalda aldığı;
getirdiği kaolini inceleyip, kullanılabilir mi diye test ettik.

Tarımda kullanılan kaolinin böyle olmaması gerektiği ve taralı ( pompayı) tıkayabileceğini söyledim.

Daha sonra ise, bunun yerine Sun Shader uyguladığını söyledi.

Ancak bu şekilde;
Balıkesir de ocaktan çıkan kaolin piyasada çok dolaşır oldu. Bu şekli ile bazı üreticiler tarafından kullanıldığını da biliyoruz.

Belki iyi yedirildiğinde taralı ( büyük içten karıştırıcılı pompa) tıkamıyabilir.

Sn. Meyveli Tepe nin tarımda kullanılan kaolinin ne olaması gerektiği üzerine çalışmaları ve Sn. Ayhan Kaptanın ve bizlerin çabaları _ Ağaçlar. net e herkesin ulaşamaması_ yetersiz kalmaktadır.

Tarımda kullanılan kaolini üreten kuruluşların da bu konuda üreticileri bilgilendirme çalışmalarının olması gerekir diye düşünüyorum.

Saygılar

Safranlı 08-07-2011 08:55

Uzun süredır bu sitede memnunıyetle gözlerımı yormakla meskulum
bir çok sayfa var
benım için temel konular öncelıklı
dönemsel olan aktıf konuları okuyunca insan ister istemez 'yaa bu süper bir şey'pisikolojısıne kapılıyor
sonraları bıraz bılgıler toparlanınca acabalar belırıyor
ben uzun süre kompost yapmaya çalısırken annem 'onunla ugrasılırmı hayvan gübresi mi yok'deyıp gereksız bulmuştu
bu uç nokta tabı ben böyle düşünmüyorum
ancak mucize veya süper birsey de demıyorum
ıyı bir yöntem ve cevreci bir dönüşüm diye düşünüyorum
bizler çocuklugumuzda yalovada meşhur elmacılıktan gecınen bir aile idik
yanında da şeftalı ve armut yetiştirirdık
ara tatılde elma budamaktan ellerım yara olurdu
şimdi kalmadı
gelmek istedıgım yer şu:
Tarım çok genış bir alan bugunun dogruları zamanla degısebılıyor
tarımsal üretımde binlerce etkı var
binlerce çözüm önerileri var
bu engin denizde kaolın kaç damlayı oluşturuyor
bizlerın sorguladıgı acaba mudahale ettıgımız bitkiler fazla degıl 5 yıl sonra
müdahale edılemeyecek hale mi gelecekler ..?

MeyveliTepe 08-07-2011 09:15

Alıntı:

"Üretici haber vermeksizin verilen spektlerde her türlü değişikliği yapma hakkını mahfuz tutar." Yeni geliştirilen bir üründe de bu kaçınılmazdır.
Bunu kendi adınıza mı söylüyorsunuz, söz konusu ürün adına mı? Kiloyla satılan bir ürünün birim hacmindeki ilan edilene göre iki misline yakın fark nasıl bir spek değişikliği olabilir ki? Hafifti de ağırlaştırıldı mı? Zaten öyle miydi?

Hadi sizin elinizde torba yok. Elinde ücretsiz torba olanlar başka bir şeyi izlemekten fırsat bulamadıklarından mı allahın terazisinde tartıp kendileri de göremiyorlar.

Alıntı:

Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı


Takip ettiğim ve paylaştığım literatürde bilim adamlarının söylemediği bir şeyi söylemişler gibi mi göstermişim? Tam tersi olmasın sakın? Bu adamlara önce zorla istediğim şeyi söyletmeye çalışıp, olmayınca da ciddiyetsiz, satılmış mı demişim?

Alıntı:

Her ürün kendi literatürünü oluşturmak zorundadır, bu işe öncülük etmiş firmaların literatüründen faydalanmak etik dışıdır diyeceksiniz.


Belirli bir speke göre oluşmuş literatür tamamen başka bir spek için kullanılamaz. Hele hele uysun diye literatürde manipülasyon yapılmaz. Yapılması dürüst bir hareket değildir.


Alıntı:

Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.“
Alıntı:

Diyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varda açıklamıyorsanız sizi alenen müfteri ilan ediyorum. Sn. Acemi_caylak’ ı sizden farklı olarak iki defa agaclar.net toplantısında tanımış bir forum arkadaşlığının dışında başka bir organik bağımı ispatlayamazsanız
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ensar (Mesaj 801467)
Sevgili Sarıcan,

Tevazuya gerek yok. Sunshader grafik tasarımıda senin belirtmekte fayda var. Daha öncede defalarca belirttim. ...


Alıntı:

Sunguard markasını dilinden düşürmeyen ve öne çıkarmaya çalışan sizsiniz. Benim böyle bir markadan siz bahsetmeseniz haberim bile olmazdı. Eğer bu üründe diğer önerdikleriniz gibiyse…
Burada da yanılıyorsunuz. Kaolini benden duyduğunuz kesin ama bu markayı ilk benden duymadınız.

Ağaçlar.net sadece zengin bir bilgi hazinesi değil. Aynı zamanda bir tarih kitabı.

Halil Önen 08-07-2011 09:20

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Safranlı (Mesaj 833177)
.....
bu engin denizde kaolın kaç damlayı oluşturuyor
bizlerın sorguladıgı acaba mudahale ettıgımız bitkiler fazla degıl 5 yıl sonra
müdahale edılemeyecek hale mi gelecekler
..?

Hiç olmazsa doğal müdahale ediyoruz. :)_ ki Sn. Meyveli Tepe Tarımda kullanılan doğru kaolinin meyve ve onun yaprağı üzerinde nasıl olumlu etki yaptığını bilimsel veriler göstererek anlattı.

Tonlarca zehir kullanılarak yapılan müdahaleye dayanıyorsa bitkiler ve onların çevresi;

bizim doğal müdahale masum kalıyor.:)

Dogasever 08-07-2011 09:37

Bitkilerin kaoline alışıp, uygulanmadığında bunun sorun yaratacağını sanmıyorum. En azından bitkilerin kaolin hiç uygulanmadığında yazın ortasında yaşadıkları stresten daha fazla stres yaşayacaklarını sanmıyorum. Kendimizden örnek verelim. Güneşin en yakıcı günleri, gölgeye kaçıp serinlik arıyoruz. Sivrisinekler bastırdığında cibinlik arıyoruz. Kendinizi şu anda güneşin altına ve sivrisineklerin içine atınız. Yaşayacağınız stresin düzeyi, bir süre cibinlikle ve gölgede korunduktan sonra yaşayacağınız stresin düzeyinden pek farklı olmayacaktır. Eğer bir uygulama avantaj sağlıyorsa (ki kaolin sağlıyor) uygulamakta yarar ver. Hele hele tonlarca zehirin yerine geçiyorsa (ki geçiyor!). Bence ağaçların ve bitkilerin alışması sorun yaratmayacaktır. Asıl sorunu yaratacak olan, yukarda Halil Bey'in belirttiği gibi:


Alıntı:

Balıkesir de ocaktan çıkarıldığı gibi satılan kaolin bu günlerde _ isimsiz çuvallarda_ çok dolaşır oldu.


insanların ucuz fırsatçılıkla doğru vasıflarda olmayan ürünü satmalarıdır. Bunun ağaçlara değil, sadece satana yarar sağlayacağı açıkça ortada.

Ozi'nin Bahçesi 08-07-2011 13:19

Sayın Sarıcan,

Benim EM başlığı altında yazdığım mesajı referans göstererek Kaolin Başlığında başka bir ürünü eleştirmenizi art niyetli bir girişim olarak görüyorum.

EM ürünlerinin başarısını burada tartışmanın bir manası yok, ürünü forumdaki herkes yeterince biliyor diye düşünüyorum.
Ürünün teslimi konusunda yaşanan bir aksiliği o ürünü karalamak için kullanmak ise saptırmadan başka birşey değil.

Kaldıki, firma yaşanan bu aksilikten dolayı özür dileme ERDEMİNİ de göstermiştir, benim açımdan ortada sorun kalmamıştır.
Dileğim, karınca kararınca sağlıklı ve çevreye zarar vermeden birşeyler üretmeye çalışan bizim gibi amatörlerin, ağaç ve bitkileri için aldıkları tüm ürünlerde , satıcıların bu ERDEMİ ve DÜRÜSTLÜĞÜ gösterebilmeleridir.
Saygılarımla.

soilless 08-07-2011 19:43

Sn Meyvelitepe,

205 no.lu aşağıdaki mesajım ile tüm araştırmacılar ve bizlerle paylaşanlara teşekkürlerimi ileterek yerli üretim konusunda sorumu sordum.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 824237)
......Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?

Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?

Bu şans Var mı yok mu?

Siz yoğunluğunudan dolayı yanıt veremediniz sanırım. Ancak Sn Sabry aşağıdaki yanıtında bildiğim kadarıyla rafine ve kalsine üretim yok diye yanıtladı.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 828301)
Sayın Soilless,

Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.

Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. ..... Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor....

Sn Doğasever, aşağıdaki 397 no.lu mesajı ile yapıldığını söyledi ve dahi tüyo bile verdi.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 831742)
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.

Ben de Sn Doseverin mesajı ile yaklaşık 3 hafta sonra sorumun yanıtını öğrendiğim ve yanıtladım.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 832563)
Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.

Bu son mesajım mı yoksa yoksa yanıtlardaki durum mu sizi gülümsetti bilmiyorum.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 832613)
Sn.Soilless, kaolin bazlı ve parçacık film teknolojisine oturan yeni bir ürün geliyorsa lütfen doğru düzgün rafine ve kalsine olsun, parçacık dağılımı da %90 <2 mikron olsun. Öyle olursa beyazlık, optik özellikler filan da kendiliğinden olur. Hoş gelir, sefalar getirir :)

Not: Yanında başka mineral filan da istemez, mümkünse sade olsun :)

Ancak bu kadar ciddi yazışmalar arasında sizi gülümsetebildiysem ne mutlu.

Benden yana gelen bir ürün yok, geleceği de yok. Keşke zamanım ve fırsatım olsa da yapabilsem. Olsa dükkan sizin ama bardakla değil. ;)

Not: Keşke olsa size özel sadesinden yaptırırız :)

Dogasever 08-07-2011 20:02

Alıntı:

Sn Doğasever, aşağıdaki 397 no.lu mesajı ile yapıldığını söyledi ve dahi tüyo bile verdi.


Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Dogasever
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.
Sn Soilless

Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.

MeyveliTepe 08-07-2011 20:20

Sabry yanıtladı diye ayrıca yazmadım. Nerde kullanılır, kim alır kim satar, ne gibi tesisler var vs. işin madencilik endüstrisi tarafını bilmem. Bu yüzden, bu kalitede malzemenin yapılabilirliği hammadde kalitesi ve işleyecek tesislerin varlığına dayanıyor. Teorik olarak neden olmasın.

Sizinle geçen yaptığımız özel yazışmaları da hatırladım, gülümsemem biraz da o yüzden. Konuyu teknik olarak iyi bildiğinizi biliyorum. Her ne kadar Türkiyedeki kaolin ocakları, kalitesi ve tesislerin durumu hakkında bir iki endüstriyel değerlendirmeyi okuduğumda, endüstri için gereken kaliteli kaolinin ithal edildiğini öğrendim. Kaolin ithalatı, MTA 2010 verilerine göre maden ithalatları içinde $47 milyon ile altıncı sırada. İstenen kalite özelliklerine göre ithalat yaptığımız ülkeler de farklılaşmış.

Anladığım kadarıyla ABD ve İngiltere'den yüksek efsaflı malzeme gelirken Ukrayna ve Bulgaristandan kullanım yerine göre dolguda kullanılan malzemeler geliyor. Her neyse, bu da bildiğim bir konu değil. Endüstricilerin işi. Ben sadece ne lazım onu biliyorum. Malum sebeplerden, hiç işim olmadığı halde, ihtiyaç duyulana çok yakın malzemenin zaten var olduğunu, ihtiyaç duyulana tam uyanın da kolayca ve çok ucuza getirilebileceğini anladım.

soilless 08-07-2011 20:29

Sn Doğasever siz ham kaolinin yurtdışından ithal edilip, rafinasyon ve de kalsinasyon işlemi yapılan herhangi bir başka cevher madeninde yapılabileceğini mi söylediniz?

Sabry 08-07-2011 20:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 833510)
Sn Soilless

Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.

Sn Soilless,

Türkiye de rafine kaolin veya kalsine kaolin üretebilecek teknoloji var. 1989-2003 yılları arasında rafine kaolin üretimi içinde bizzat bulundum. Bu zamana kadar sadece 2 firma yerli rafine kaolin üretimine geçti fakat bugün itibarı ile ikisi de yok artık.

Bunun 2 sebebi var.
İlki yurdumuzdaki kaolinlerin önemli bir kısmının , rafine kaolinin en fazla kullanıldığı kağıt, boya ve benzeri sektörlere uygun olmaması. Uygun olsa bile iç talep yeterli değil. İhracat yapmak zorundasınız. Ülkemiz koşullarında ne kadar rekabetçi olunur şüpheli.

Diğer sebebi ise dar pazara rağmen üretim maliyetlerinin yüksekliği. Bunda ham kaolinin yeterince uygun olmaması önemli etken.

Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi:)

Bu biraz da hesap kitap meselesi.

Saygılar

soilless 08-07-2011 21:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 833519)
Sabry yanıtladı diye ayrıca yazmadım. Nerde kullanılır, kim alır kim satar, ne gibi tesisler var vs. işin madencilik endüstrisi tarafını bilmem. Bu yüzden, bu kalitede malzemenin yapılabilirliği hammadde kalitesi ve işleyecek tesislerin varlığına dayanıyor. Teorik olarak neden olmasın.

Sizinle geçen yaptığımız özel yazışmaları da hatırladım, gülümsemem biraz da o yüzden. Konuyu teknik olarak iyi bildiğinizi biliyorum. Her ne kadar Türkiyedeki kaolin ocakları, kalitesi ve tesislerin durumu hakkında bir iki endüstriyel değerlendirmeyi okuduğumda, endüstri için gereken kaliteli kaolinin ithal edildiğini öğrendim. Kaolin ithalatı, MTA 2010 verilerine göre maden ithalatları içinde $47 milyon ile altıncı sırada. İstenen kalite özelliklerine göre ithalat yaptığımız ülkeler de farklılaşmış.

Anladığım kadarıyla ABD ve İngiltere'den yüksek efsaflı malzeme gelirken Ukrayna ve Bulgaristandan kullanım yerine göre dolguda kullanılan malzemeler geliyor. Her neyse, bu da bildiğim bir konu değil. Endüstricilerin işi. Ben sadece ne lazım onu biliyorum. Malum sebeplerden, hiç işim olmadığı halde, ihtiyaç duyulana çok yakın malzemenin zaten var olduğunu, ihtiyaç duyulana tam uyanın da kolayca ve çok ucuza getirilebileceğini anladım.

Sn Meyvelitepe,

teorik olarak neden olmasın diyebiliyorrsanız, bu da güzel. Daha önceki mesajlarımda da belirtiğim gibi sizin kadar literatür araştırmam olmadı olamadı. Sizin bildikleriniz daha fazladır.

Not: Bana kızgınlığınız olabileceğini düşünmüyorum. Mesajınızda Avatar ismimi kullanmamanızı sadece forumun hızlı cevap gönder özelliği olabilir diye düşünüyorum. Yoksa bildiğiniz ön ismimle de hitap edebilirsiniz.

soilless 08-07-2011 21:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sabry (Mesaj 833526)
Sn Soilless,

Türkiye de rafine kaolin veya kalsine kaolin üretebilecek teknoloji var. 1989-2003 yılları arasında rafine kaolin üretimi içinde bizzat bulundum. Bu zamana kadar sadece 2 firma yerli rafine kaolin üretimine geçti fakat bugün itibarı ile ikisi de yok artık. Bunun 2 sebebi var.
İlki yurdumuzdaki kaolinlerin önemli bir kısmının , rafine kaolinin en fazla kullanıldığı kağıt, boya ve benzeri sektörlere uygun olmaması. Uygun olsa bile iç talep yeterli değil. İhracat yapmak zorundasınız. Ülkemiz koşullarında ne kadar rekabetçi olunur şüpheli. Diğer sebebi ise dar pazara rağmen üretim maliyetlerinin yüksekliği. Bunda ham kaolinin yeterince uygun olmaması önemli etken.

Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi:)

Bu biraz da hesap kitap meselesi.

Saygılar

Sn Sabry,

şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla samimi yazıyorsunuz,

Ayda 5.000 tona bu iş olur diyorsanız muhakkak değerlendirme yapmışsınız. Bu 5.000 ton sadece tarımda kullanılan özellikte kaolin kili olmadığına eminim. Doğru mu?

Saygılarımla

Dogasever 08-07-2011 21:16

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 833522)
Sn Doğasever siz ham kaolinin yurtdışından ithal edilip, rafinasyon ve de kalsinasyon işlemi yapılan herhangi bir başka cevher madeninde yapılabileceğini mi söylediniz?

Sn soilless
Aslında kastettiğim şey ikinci el bir kalsinasyon fırını olabilir anlamındaydı. Kiralama pratik gibi görünse de, kimsenin kiralayacağını sanmıyorum. Zaten kiralamak için de dünyanın parasını isteyebilirler. Ayrıca, kısa sürelerle farklı madenlerin aynı fırında işlenmesi de empürüte sorununa nedne olabilir belki. Halbuki ikinci el bir fırın, temizlenip refurbish edilip bu iş için kullanılabilir diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum.

Alıntı:

Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi
Sn Sabry'e katılıyorum. Her şeyden önce talep olmalı. Tarımda bu talebin bu kadar yüksek olacağını sanmıyorum. O yüzden ithalata devam edilecek gibi görünüyor.

soilless 08-07-2011 21:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 833545)
Sn soilless
Aslında kastettiğim şey ikinci el bir kalsinasyon fırını olabilir anlamındaydı. Kiralama pratik gibi görünse de, kimsenin kiralayacağını sanmıyorum. Zaten kiralamak için de dünyanın parasını isteyebilirler. Ayrıca, kısa sürelerle farklı madenlerin aynı fırında işlenmesi de empürüte sorununa nedne olabilir belki. Halbuki ikinci el bir fırın, temizlenip refurbish edilip bu iş için kullanılabilir diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum.


Sn Sabry'e katılıyorum. Her şeyden önce talep olmalı. Tarımda bu talebin bu kadar yüksek olacağını sanmıyorum. O yüzden ithalata devam edilecek gibi görünüyor.

Sn Doğasever,

Benim sorduğum ve alıntı yaptım yanıtlar yerli kaolinden üretim üzerine idi. Siz ikinci bir el kalsinasyon fırınından bahsediyorsanız ve de talebe bağlı bir üretim olması gerektiğine inanıyorsanız, bu şu demektir;

Türkiye kaolin kili işlenebilir ve tarımda kullanılabilir.

Talep konusunda ise şunu söyleyebilirim, Sn Sabry ayda 5.00 tona bu iş olur der. Ne ben ne siz işin pratiğinde olan Sn Sabry kadar hesap değerlendirmesi yapmamışızdır. Ancak siz Sn Sabry nin mesajını okumadığınızı tahmin ediyoum çünkü ayda 5.000 tona bu iş oluyorsa bunun tamamı tarımda kullanılacak diye bir şey yok. Bu seramik, kağıt kaplama, kağıt dolgu, ilaç, diş macunu, lastik gibi bir çok sanayi de kullanılabiliyor.

soilless 08-07-2011 21:48

Ama yine de bir örnek vermek isterim, Ülkemizde ki sadece zeytin ağacı miktarı 150.000 milyon bunun yaklaşık 115.0000 milyon civarı üretimde.

Dogasever 08-07-2011 22:01

Burada "think tank" takımına döndük. Bu sitenin amacı kullanımı ve ürünleri tartışmak iken bizler bir anda yatırım danışmanlığına döndürdük. Yatırım yapmak isteyen varsa, burada şimdiye kadar yatırım konusunda yazı yazanlarla temasa geçer. Bence bu forumda, ürün ve kullanım konuları tartışılsa daha uygun olur gibi geliyor bana.

Yine de aşağıdaki hesabnı yapmadan geçemeyeceğim. Üretimdeki zeytin ağaçlarının yarısı kullansa 50.000.000 ağaç eder. Bir ağaç 3 uygulamada 100 gr kullansa (tam rakamı bilmediğim için bunu kafadan atıyorum. Kullananlar düzeltebilir). 5000 ton eder. İşte alın size 5000 ton kapasite sadece zeytin ağaçlarından. Hmmm. demek ki kullanım epey yüksek olacakmış yanılmışım. Hesapta yanlışlık varsa düzeltiniz lütfen....

soilless 08-07-2011 22:20

Sn Doğasever ,

:)))

think thank takımına dönmedik sadece Türkiyede kaolin kili tarımda kullanılabilir mi diye sordum ve aldığım yanıtlar üzerine (ki bu yanıtlara sizin görüşleriniz de dahil) kullanılabileceğini anladuık.

Sn Sabry ise yatırım için talep miktarını belirtti.

Siz maden tesislerimizde işlemeye mevcut var dediniz. Bir ağaç için uygulama miktarını bile bilmeden atıyorum diyerek kullanım kapasitesini söylüyorsunuz.

Şu ana kadar sadece sizin ve Sn Sabry nin yanıtları üzerine konuştuk. Ve de hiç atmadan sorguladım.

Ancak tekrar ifade ediyorum atladığınız konu şu;

1- Tarımda kullanılması gerektiği söylenen değerler, biraz önce bahsettiğim sektörlerde de kullanılabilir. Yani potansiyel talep atmadan daha rahat hesaplanabilir

2- Bu konu ile ilgilenen bir çok forum üyesi de bilir ki kaolin kili tarımda sadece zeytinde kullanılmaz, elma, armut, ve de devamını ve uygulama yöntem ve miktarlarını kaolin kili satan firmaların web sitelerinde okuyabilirsiniz.

zafersu 08-07-2011 22:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 833510)
Sn Soilless

Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.

Arkadaşlar Google arama motoruna ''kalsine kaolin'' yazıp aratırmısınız.
Teşekkürler.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:18.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024